Alaaddin Ali Esved Karahisârî, Anadolu erenlerindendir. Nurlu kabri, İznik'te, Eşrefzade Mahallesindedir. Allah korkusundan sıkça ağlar, gözyaşı dökerdi çok geceler... Yine böyle çok ağladığı bir gece, bir "Huri"yi gördü rüyasında. Ama yüzü pırıl pırıldı. Hayran hayran ona bakıyordu ki, huri sordu: - Bana niçin öyle bakıyorsun? - Şeyy, yüzünüzün parlaklığı gözlerimi kamaştırdı da. - Sebebini mi merak ettin? - Evet. Bu parlaklığı neye borçlusunuz acaba? - Biz huriler, Allah için ağlayan insanların gözyaşlarını yüzümüze süreriz de ondan. - Yaa, öyle mi? - Evet, dün gece sen de çok ağladın. Senin gözyaşlarını yüzüme sürdüm. Onun için pırıl pırıl oldu böyle... Sen dünyada yolcusun Bir genç de nasihat istemişti bu velîden. Buyurdu ki: - Sen bu dünyada yolcusun evladım. Bu, sonsuz bir yolculuktur ki, ya Cennette sona ever, ya da Cehennemde. Şimdiden yol azığını hazırlamaya bak. - Azık mı dediniz? Ne azığı? - Evladım sen bir yolculuğa çıkarken yanına azık almaz mısın? - Alırım elbette. - İşte bu sonsuz yolculukta da insana azık lâzım. O da "İyi amel"dir. *** Bir gece, bu zatın evine hırsız girdi. Ancak götürecek bir şey bulamadı. Tam eli boş dönüyordu ki, içerden seslendi mübarek: - Bir şey mi aramıştın? Hırsız ne yapacağını şaşırdı. Kaçamadı da. Öylece kalakaldı. Abdest al, namaz kıl! Mübarek gencin yanına geldi. Elini dostça omuzuna atıp şefkatle baktı yüzüne. - Evlat! Şu su ile abdest al ve iki rekat namaz kıl. O zamana kadar belki bir şey gelir de, onu sana veririm. Hem de boş dönmemiş olursun ha? Mecburen "Peki" dedi. Abdest alıp namaza durdu. O sırada kapı çalındı. Gelen, zengin bir kişiydi. Elindeki keseyi bıraktı büyük velînin önüne. - Bu size hediyemdir efendim. Lütfen kabul edin. Ve dönüp gitti. O sırada genç hırsız da namazını bitirmişti. Büyük zat o keseyi işaret etti gence. - İşte senin kısmetin geldi. Al onu oradan. Genç utanarak aldı ve mahcup vaziyette çıkıp gitti. Kesede "Yüz altın" vardı. Sonra mı? Ertesi gün dergaha koştu. Tez zamanda manevi dereceler katetti. Hatta kalp gözü açılıp, katıldı erenler ordusuna.