­Kim­se­ye kö­tü göz­le bak­ma­yın!

A -
A +

Gâ­zi­an­tep ve­lî­le­rin­den Fet­hul­lah Efen­di, bir gün sev­dik­le­ri­ne; - Kar­deş­le­rim, mü­him olan son­dur. Ya­ni şu an­da­ki hâ­li de­ğil, son ne­fe­sin­de­ki hâ­li mü­him­dir, bu­yur­du. Ve şu­nu an­lat­tı on­la­ra: Cü­neyd-i Bağ­dâ­dî haz­ret­le­ri­ne, bir gün bir pa­paz ge­lip; - Yâ imâm! İki­miz de din ada­mı­yız. Sen­ce han­gi­miz da­ha üs­tü­nüz? di­ye sor­du. Bü­yük ve­lî; - Bir haf­ta son­ra gel, ce­va­bı­nı ve­re­yim, bu­yur­du. Pa­paz bir haf­ta son­ra gel­di­ğin­de; - Cü­neyd ve­fat et­ti, de­di­ler. Çok şa­şır­dı: - Ve­fat mı et­ti? - Evet. - İyi ama ba­na sö­zü var­dı. - Ne sö­zü? - Bir haf­ta ön­ce ona bir şey sor­muş­tum. Bu­gün ce­va­bı­nı ala­cak­tım. Onu, içe­ri gö­tü­rüp; - İş­te ce­se­di, sor! de­di­ler. Pa­paz te­red­düt et­me­den sor­du: - Yâ imâm! Ben mi üs­tü­nüm, sen mi? Ce­na­ze­den ce­vap gel­di: - Ben üs­tü­nüm. - İyi de, bu­nu ni­çin bir haf­ta ön­ce söy­le­me­din? - O za­man bel­li de­ğil­di ki. - Ne­den? - Çün­kü iki­miz de ha­yat­tay­dık. İki­mi­zin de son ne­fe­si bel­li de­ğil­di. Ama ben îman ile ay­rıl­dım dün­yâ­dan. Se­nin du­ru­mun ise hâ­lâ bel­li de­ğil. Pa­paz bu ke­râ­me­ti gö­rün­ce, "Şe­hâ­det"i ge­ti­rip Müs­lü­man ol­du. ÜZÜ­LÜN, ÜZ­ME­YİN! Bir gün de bir kom­şu evin­de­ki soh­bet­te; - Kar­deş­le­rim, maz­lum olun, ama zâ­lim ol­ma­yın, bu­yur­du. Ve ek­le­di: - Üzü­lün, üz­me­yin! Ağ­la­yın, ağ­lat­ma­yın! Kim­se­den bed­du­â al­ma­yın. Ve îzah et­ti: - Çün­kü dün­yâ­da za­rar­da olan, âhi­ret­te kâr­da­dır. Ka­zanç­lı ol­du­ğu­nu zan­ne­den ise za­rar­da­dır. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com