‘Mühim bir haberim var!'

A -
A +

Hak tealadan bir vahiy geldi: - Ey Habibim! Sana emrolunan şeyi açıkla, anlat! Müşriklerin sözlerine aldırma! Efendimiz bu emr-i ilahiyi alır almaz doğruca Safa Tepesine çıktı. Mekkelileri açıktan açığa davet edecekti İslama. Yüksekçe bir kayanın üzerine çıktı ve mübarek parmaklarını kulaklarına koyup yüksek sesle nida etti: - Ey Kureyşliler! Geliniz, toplanınız! Size mühim bir haberim var! Bu sesi duyanlar, birer ikişer gelip toplandılar. Az sonra büyük bir kalabalık oluşmuştu. Herkes merak içinde yanındakine soruyordu: - Bu seslenen Muhammed değil mi? - Evet o. - Ne söyleyecek acaba? - Ben de bilmiyorum. - O yalan söylemez. Mühim bir şey olmalı. - Evet evet, düşman baskını filan mı var acaba? Ve bir ses yükseldi... - Yâ Muhammed, ne var? Bizi neden topladın buraya? Bütün gözler Efendimize çevrildi o anda. Kimseden çıt çıkmıyor, herkes ne diyeceğini merakla bekliyordu ki, Allahın Resulü seslendi yine: - Ey kavmim! Benden hiç yalan söz duydunuz mu? Kalabalık, bir ağızdan cevap verdiler: - Hayır, sen yalan söylemezsin. Efendimiz sordu yine: - Peki, şu dağın ardında düşman var. Bu gece baskın yapacaklar desem, inanır mısınız? Yine bir ağızdan cevap geldi: - Elbet inanırız. Çünkü sen doğru sözlüsün. Efendimiz istediği cevabı almıştı. Esas söyleyeceğine gelmişti sıra. - Ey insanlar! Ben, size Allah tarafından gönderilmiş bir Peygamberim. Allah birdir, ben de Onun Resulüyüm. Allahtan başka ibadete layık kimse yoktur. Her canlıyı öldüren, dirilten yalnız Odur. Derin sessizlik... İşin tuhafı, oraya toplanan insanlar da susuyordu. Derin bir sessizlik hakim olmuştu o kalabalığa. Sanki şoka girmişlerdi. Az önce "Sen yalan söylemezsin, sen doğru sözlüsün" dedikleri kişiye, şimdi sessizce dudak büküyorlardı. "Ebu Lehep" de o kalabalığın arasındaydı. Öfkeden gözleri dışarı fırlamış, ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilemez bir haldeydi. Kudurmuş gibiydi adeta. Yerden irice bir taş alıp fırlattı Allahın Resulüne. Bir taraftan da böğürüyordu: - Bizi bunun için mi topladın buraya? Sonra o hınçla halka döndü: - Sakın haa! Bu adam delirmiş. Sözüne inanmayın! Ve birer ikişer dağıldı kalabalık...