Edirne'de medfun bulunan büyük velîlerden Şücâeddîn-i Karamânî hazretleri, bir gün sohbetinde; - Ahlâk ilmi, kalb ve ruh temizliği bilgisidir, buyurdu. Tıp ilminin, beden sağlığı bilgisi olmasına benzer. Ve ekledi: - Çünkü fena huylar, kalbin ve rûhun hastalıkları, zararlı işler de bu hastalıkların alâmetleridir. Şöyle devam etti: - Ahlâk ilmi, çok şerefli, pek kıymetli, en lüzumlu bir ilimdir. - Neden? dediler. - Çünkü, kalbin ve rûhun kötülükleri, bu ilimle temizlenir ve insan iyi ahlâka kavuşur. Hadîs-i şerifte; (Sizin en iyiniz, ahlâkı en iyi olanınızdır) buyuruldu. Niçin yaratıldık? Bir gün de sohbetinde; - Kardeşlerim, biz bu dünyaya, yalnız yiyip içmek için gelmedik, buyurdu. Bizim bir Sâhibimiz, bir Yaratanımız ve bir yaratılış gâyemiz var. Dinleyenler sordu: - Ne için yaratıldık hocam? - Sadece Rabbimize ibâdet etmek için yaratıldık. Sordular yine: - İbadet nedir efendim? - İbadet, emirlere uymaktır. Her yapacağı işte, "İslâmiyetin emri"ni ve "Rabbimizin rızâsı"nı düşünen bir kimse, her an ibâdet hâlindedir. Aaah ah! Namaz! Çok namaz kılan ve bundan büyük lezzet alan bir kimse vardı o devirde. Bu kişi, bir gün bu zâta gelerek; - Efendim, Cennette namaz kılmak var mı? diye sordu. Cevaben; - Hayır. Orada namaz yoktur, buyurdu. Adam çok üzüldü: - Gerçekten yok mu? - Evet yok. Çünkü Cennet, dünyâda yapılan amellerin karşılığının verildiği yerdir. Amel yeri değildir orası. - Keşke olsaydı hocam. - Neden? Adam acı acı içini çekti: - Aaah efendim! Cennet bile olsa, namaz kılmadan nasıl durulur orada? E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com