Kutbüddîn Bahtiyâr Kâkî hazretleri bir gün şunu anlattı sevdiklerine: Bir arkadaşımla sefere çıkmıştık. Bir nehrin kenarında mola verip oturduk. Ancak garip bir hâdise oldu orada. Şöyle ki: Biz orada otururken, koca bir "Akrep" hızlı hızlı gidiyordu. Ben arkadaşıma; - Bak, bu akrebin sür'atli gidişinde bir hikmet olsa gerek, dedim. Birlikte tâkip ettik hayvanı. İleride büyükçe bir "Yılan" dikkatimizi çekti. Merakla baktığımızda, o akrebin, o yılanı sokup öldürdüğünü gördük. Koca yılan, ânında kıvrılıp ölmüştü. Biz, bunun hikmetini düşünüyorduk ki, az ötede bir adamın yatmış uyuduğunu görüp, hayretimiz daha da arttı. Ne "Akrep"ten haberi vardı adamın, ne de "Yılan"dan. Ben arkadaşıma dönüp; - Bu kişi, mübârek biri olsa gerek, dedim. Çünkü akrep, o yılanı öldürmek sûretiyle hizmet etti bu adama. Arkadaşım; - Doğru söylüyorsun, derken fenâ bir koku hissettik adamın üzerinde. "Şarap kokusu"ydu bu. İkimiz de çok şaşırmış, bütün bu olanlara bir mânâ arıyorduk ki, gâibden bir sesle irkildik. - Allahü teâlâ lütfunu hep iyi insanlara saçsaydı, böyle günahkâr kullara kim bakardı? diyordu. O adam, bu sesle uyandı. Yılanı da görünce, sarardı korkusundan. Biz olanları kendisine anlatınca, çok duygulandı. "Nedâmet yaşı" doldu gözlerine. O gün içkiyi bıraktı. Dahası, ibâdete başladı hemen. "Yetmiş" defâ hac yaptı. Hem de yaya olarak. İlim ve ibâdete sarılıp, o zamanın en "büyük âlim"lerinden oldu. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com