"Azîz Mahmûd Hüdâyî" zamanında bir kimse, "Kimyâ ilmi"ne karşı meraklıydı nedense. Birinden işitti ki: (Azîz Mahmûd Hüdâyî, Gâyet iyi bilirmiş kimyâ ilmini dahî.) Hemence geldi o gün, bu zâtın hânesine, Bu bâbta merakını arz etti kendisine. Dedi: (Kimyâ ilminde, çokmuş mahâretiniz. İsterim, bana dahî bunu öğretesiniz.) Azîz Mahmûd Hüdâyî, onun geldiği sâat, Bir asmanın altında, ederdi istirâhat. O asma ağacından, koparıp bir yaprağı, Okudu üzerine birtakım duâları. O kişiyse gözünü Ondan ayırmıyordu. Ve "Ne okuyor?" diye, pürdikkat dinliyordu. Nihayet biraz sonra büyük hayret içinde, Gördü ki, "Altın" oldu yaprak Onun elinde. Bunu iyi öğrenmek maksadıyla bu defa, Ricâ etti: (Bu işi tekrar edin bir daha.) Üç defâ tekrar etti Azîz Mahmûd Hüdâyî. Üçüncüde, nihâyet öğrendi o da iyi. Dedi ki: (Çok kolaymış, duâyı ezberledim. Onu ben de okuyup, altın elde ederim.) Kopardı kendi dahî asmadan bir yaprağı, Okudu üzerine öğrendiği duâyı. "Altın olacak" diye beklerken sevinç ile, Gördü ki, değişme yok o yaprakta hiç bile. Çok üzüldü, bu işi beceremediğine. Asmadan, başka yaprak koparıp aldı yine. Ezberlemiş olduğu duâyı okuyarak, Bekledi ki, "Altın"a tebdîl olsun o yaprak. Lâkin dönmediğini görünce, mahcûb oldu. Çok tekrar ettiyse de, aslâ yapamıyordu. Dedi: (Aynı duâyı okuyorum ben buna. Acabâ ne sebepten çevrilmiyor altına?) Azîz Mahmûd Hüdâyî, buyurdu ki o zaman: (Dönüşmez, o duâyı yüz defâ da okusan. Önce, azgın nefsini terbiye etmelisin. Ve onu, her pislikten tam temizlemelisin. Nefsi "Kimyâ" etmeden, bu ilme kavuşulmaz. Nefis "Altın" olmadan, bu yaprak "Altın" olmaz.) > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com