Asi gencin tövbesi

A -
A +

Ebû Türâb Nahşebî hazretlerinin evinin bitişiğinde bir kadınla oğlu yaşıyordu. Oğlu her gün içiyor, sarhoş dolaşıyordu. Mahalle halkı şikâyetçiydi ondan. Bir gün toplanıp, kapıya dayandılar. - Tak tak tak! - Annesi çıktı. - Buyurun, ne istiyorsunuz? - Sarhoş oğlunu mahallemizde istemiyoruz. Derhal çıkar onu. Kadın yalvardı: - Oğlum ağır hasta. İçerde yatıyor. - Biz anlamayız. - Belki tövbe eder. Belki de ölür. Biraz mühlet verin. - Hayır, hayır! - Söz veriyorum. Eğer tövbe etmez veya ölmezse, o zaman çıkar gideriz. Oğlunu görebilir miyim? Ebu Türab, duymuştu bu konuşmaları. Üzülerek kadının yanına vardı: - Oğlunu görebilir miyim? - Tabii efendim, buyurun. Genç, bu zatı görünce başladı ağlamaya. - Ya Rabbi! Ne kerimsin ki, benim gibi bir asinin duasını kabul ettin. Ebu Türab sordu: - Ne dua etmiştin evladım? - Ölmeden sizi görüp, yanınızda tövbe etmek istemiştim. - Çok iyi. - Elhamdülillah sizi gördüm. Ama tövbem kabul olur mu, bilmiyorum. - Tabii olur evladım. - Ama benim ömrüm hep günah işlemekle geçti. - Olsun. Allah tövbeleri kabul edicidir. Beni yere indir Genç sevindi ve ağlayarak tövbe etti. Ebû Türâb çıkınca, rica etti annesine: - Beni yere indir. Zorlukla indirdi toprağın üzerine. Tövbekâr genç, yüzünü gözünü toprağa sürerek bir daha yalvardı. - Ya Rabbi! Ebu Türab hazretlerinin hürmetine beni affet. Pişmanlık ateşiyle yüreği kavruluyor, gözyaşları toprağa akıyordu. Bu halde vefat etti. O gece, Resulullah Efendimiz, bu velînin rüyasına girip buyurdular ki: - Yâ Ebâ Türâb! Dün senin yanında tövbe eden genç, bu gece vefat etti. Onun tövbesi kabul olundu ve veli kullardan oldu. O gencin cenaze hizmetlerini ifa et. Namazını kıl. Her kim onun cenazesinde bulunursa, Allahü teala onu affedip, dualarını kabul edecektir.