Aşk derecesinde sevmek!..

A -
A +

Hz. Osmân "radıyallahü anh" bir ziyafet tertib edip, vardı Efendimizin huzuruna. - Yâ Resulallah! Bize yemeğe buyurmaz mısınız? Efendimiz tebessüm ettiler. - Yalnız beni mi çağırıyorsun? Arzetti ki: - Siz kimi isterseniz, o da buyursun yâ Resulallah. Eshaptan bazısıyla yola çıktılar. Sevinçten içi içine sığmıyordu Hz. Osman'ın. Neden? Çünkü Resulullaha ziyafet veriyordu. Cümle eshabın tek gayesi vardı zaten. Resulullahı sevindirmek. Hz. Osman, yürürken Resulullahın mübarek ayaklarına bakıyor, parmaklarıyla bir şeyler hesab ediyordu. Sen ne yapıyorsun? Efendimiz farkedip sordular. - Sen ne yapıyorsun öyle? - Adımlarınızı sayıyorum. - Niçin? - Her adımınıza bir köle azad edeceğim de. İşte "Muhabbet" denen şey bu olsa gerek. "Aşk" derecesinde bir sevgi. Sonra ne mi oldu? Tamamını âzâd etti kölelerinin. *** Efendimiz buyurdular ki: - Her Peygamber, bir eshâbiyle övünür. Ben de Osman bin Affan ile övünürüm. Yine buyurdular ki: - Melekler benimle övündükleri gibi, ben de, Osman bin Affan ile övünürüm. Bunlar nedir? Bir gazâda askerin yiyeceği bitmiş, gaziler ye'se düşmüşlerdi. Efendimiz buyurdular ki: - Rahat olun. Gün batmadan rızkınız gelir inşallah. Hz. Osman duydu bunu. Düşündü ki: "Resulullahın buyurduğu muhakkak yerine gelir. Bu hayırlı işe ben vesile olayım..." Ve düştü yollara. Ondört yük yiyecekle döndü geri. Hem de gün batmadan. Efendimizin sözü yerine gelmişti. Erzak yüklü deveyi, sürdü gazâ yerine. Efendimiz sordular: - Yâ Osmân, bunlar nedir? Arzetti ki: - Osmân'dan hediyedir. Memnun olup açtılar ellerini. - Yâ İlâhî! Osman'a çok ecir ver!