Ayağa kalkmazlardı!..

A -
A +

Efendimiz, eshâbının yanına gelseydi, oturan sahabiler ayağa kalkmazlardı. Neden mi? Çünkü kalkmalarını istemezdi. Onu üzmemek için eshap böyle davranırdı. Ayrıca, baş köşeye geçip oturmaz, boş gördüğü bir yere otururdu. Enes bin Mâlik diyor ki: - Resulullaha on sene hizmet ettim. Bu on sene içinde Onun bana hizmeti, benim Ona hizmetimden daha çoktur. Yine o anlatıyor: Her sabah namâzından sonra, nûr yüzünü eshâba döndürüp sorardı: - Hasta bir kardeşimiz var mı? Varsa, birkaç sahabi ile ziyaretine giderdi. Cenazesi olan var mı? Yoksa, sorardı yine: - Cenazesi olan var mı? Var denirse, yardımına giderdi. Yoksa, tekrar sorardı: - Bu gece, rüyâ gören var mı? Varsa, tabir ederdi. *** Yine o anlatıyor: Resulullah, bir gün gâzilere ganimet dağıtıyordu. O sırada bir köylü geldi. Ganimet dağıtıldığını görünce Efendimizin yakasına yapışıp, kuvvetle çekti. - Yüklet benim deveme de. Nasılsa şahsî malından vermiyorsun! Efendimiz üzüldüler. Ona dönüp buyurdular ki: - Senin şu hareketin ne çirkindir. Karşılığında ne yaparım dersin? Herhalde affedersin. Köylü büktü boynunu. - Herhalde affedersin. - Neden? - Çünkü sen, kötülüğe iyilik edersin. Eshaba dönüp gülümsediler: - Buna da birşeyler verin ganimetten! *** Yine o naklediyor: Ensârdan bir genç vefat etmiş, yaşlı annesi çok üzülmüştü. Peygamberimizle taziyeye gittik. Gencin cenazesi henüz defnedilmemiş, kenarda duruyordu. Gözü yaşlı kadın Efendimizi görünce kaldırdı ellerini ve yalvardı: - Yâ Rabbî, Habîbinin hürmetine oğlumu geri ver bana! Sonra mı? Delikanlı açtı gözlerini. Dirilmişti. Hatta oturup birlikte yemek yediler.