Azîz Mahmûd Hüdâyî "rahmetullahi aleyh"

A -
A +

>> "Sultanlar ardınca yürüsün!" Bir gün "Sultân Ahmet Hân", gidince Üsküdar'a. Gördü bu velî zâtı, gezinirken bir ara. Kendisi at üstünde, o ise yaya idi. Görünce, edebinden sür'atle yere indi. Yaklaşıp arz etti ki: (Ey kıymetli üstâdım! Lütfedip binerseniz, emrinizdedir atım.) Bindirdi hocasını sonra kendi atına. Kendi, yaya olarak düştü onun ardına. Az sonra mübârek zât, bir yere gelip durdu. Pâdişâha dönerek, ona şöyle buyurdu: (Sultânım, bu teklîfi yapınca az önce siz, Bir şeyi hâtırlayıp, kabûl ettik bunu biz. Üstâdım, bir gün bana bir duâ eylemişti. "Sultânlar rikâbında yürüsünler" demişti. Sırf hocamın o sözü yerine gelsin diye, Rızâ göstermiş idim atınıza binmeye.) Sonra inip, Sultânı bindirdi ata tekrar. Kendi, yaya olarak yürüdü eve kadar. Osmânlı pâdişâhı, Birinci Sultân Ahmet, Bir câmi yaptırmaya etmişti bir gün niyet. Câminin temeline, o zaman ilk kazmayı, Sultânın arzusuyla, vurdu "Mahmûd Hüdâyî". Ve bir Cumâ gününde, tamamlandı nihâyet. Sultân, "Açılış" için herkesi etti dâvet. Okutmak gâyesiyle hem "Cumâ hutbesi"ni, Çağırdı birisiyle, Hakkın bu velîsini. Lâkin o, otururdu Üsküdar mevkiinde. Karşıya geçmek için, kıyıya geldiğinde, Gördü ki, fırtınadan denizde çok dalga var. Cesâret edemedi gitmeye kayıkçılar. Kendisi bir kayığa binerek bu büyük zât, "Sarayburnu"na kadar, geldi sâkin ve râhat. Dalgalar, adam boyu ard arda geliyordu. Ve lâkin o kayığa aslâ dokunmuyordu. Kayığın etrâfını çevreleyen bir alan, Hikmet-i ilâhîyle oluyordu süt limân. "Gelin" gibi süzülüp, vardı Sarayburnu'na. O gün bunu duyanlar, çok hayret etti buna. Üsküdar-Sarayburnu arasına, bu yüzden, "Hüdâyî Yolu" diye, ad verildi o günden. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com