Başka harbe gitme!

A -
A +

Emir Sultân hazretlerinin "Yahyâ" adında bir talebesi, yaşadığı bir hadiseyi şöyle anlatıyor: Küffâr ile cenk yapılacaktı. Bu cenge katılmak istediğimi arz ettim hocama. - Olur, ama başka harbe girme! buyurdu. Elini öpüp vedâ ettim. Savaşa katılıp, küffâra gâlip geldik. Çok da ganîmet elde ettik. Bir zaman sonra bazı arkadaşlarım bana gelip; - Yine cenk var. Gel, ona da katılalım, dediler. - Olmaz! dedim. - Neden? Hem ganîmet de alırız. - Hayır, hocamın izni yok. - Canım ne var bunda. Eğlenmeye gitmiyoruz ya. Kâfirlerle savaşa gidiyoruz. Onların ısrârıyla kabûl ettim. Hazırlanıp yola koyulduk. Ama mağlub olduk. Kimimiz şehîd oldu, kimimiz esîr. Ben esir olmuş, bir zindana konulmuştum. Orada hocamı düşünüp; "Yâ Rabbî! Emir Sultân hürmetine beni kurtar!" diye duâ ettim. Ben de Müslüman oldum Ertesi gün, nöbetçilerden biri sessizce yanıma gelip; - Ben Müslüman oldum, diye fısıldadı kulağıma. - Nasıl oldu? dedim. - Rüyâda, Emîr Sultân'ı gördüm. Onun bereketiyle kavuştum bu şerefe. Sonra elbisesini çıkarıp bana giydirdi. - Haydi dışarı çık. Seni bizden bilsinler. - Ya bir zarar verirlerse? - Vermezler. Ben; "Bu esîr bizim dînimize girmiştir. Ona zarar vermeyin!" derim. - Pekâlâ, deyip çıktım. Dışarda serbestçe dolaşıyordum artık. Ve bir gün odamda oturuyordum ki, birden bazı gürültüler işittim. Sanki bir alay asker, bana yaklaşıyordu. O sırada, biri tuttu kolumdan. "Kimdir bu?" derken, baktım ki Bursa'dayım. Günlerden Cumâ idi. Müslümânlar câmiye gidiyorlardı. Ben, derhal hocam "Emîr Sultân"a koşup, eşiğine yüz sürdüm. Ve bir daha ayrılmadım o kapıdan. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com