"Ben seni tanımıyorum!"

A -
A +

Vaktiyle "sâlih bir Müslüman" vakitlerinin çoğunu ibâdetle geçirir, ama bir şeyi ihmal ederdi. Resûlullaha "salevât okuma"yı. Bu sâlih kişi, bir gece Resûlullahı gördü rüyâda. Ama hiç iltifat görmedi kendisinden. Efendimiz, mübarek başlarını çevirdiler ondan. Adam çok üzülüp, gözyaşları içinde; - Yâ Resûlallah! Niçin böyle davranıyorsunuz? diye sordu. Efendimizin cevabı üç kelimeydi: - Ben seni tanımıyorum! Adamcağız, bu cevapla kahroldu ve; - Yâ Resûlallah! Ben senin ümmetinden biriyim. Beni nasıl tanımazsınız? Halbuki siz, ümmetinizi, babanın oğlunu tanımasından daha iyi tanırsınız, dedi. Efendimiz; - "Evet öyledir. Ama sen, bana hiç salevât göndermiyorsun. Ben ümmetimi, bana okudukları salevât miktarınca tanırım" buyurdu. Uykudan uyandığında anlamıştı hatâsını. O günden sonra her gün bir miktar "Salevât-ı şerife" okumayı âdet edinmişti artık. Birkaç gün sonra, bir gece yine rüyâda gördü Resûlullahı. Bu defa Efendimiz ona sevgiyle bakıp; - Seni şimdi tanıdım! buyurdular. ALLAH KORKUSU Bir gün de sohbetinde; - Peygamber Efendimiz "aleyhisselâm", Allahü teâlânın Habîbi olduğu halde, O'ndan en fazla korkan da yine O idi, buyurdu. Nitekim bir gün, eshâb-ı kirâma karşı; "Allahü teâlâdan en çok korkanınız benim" buyurmuşlardır. Ve ekledi: - Bu korku sebebiyledir ki, namaza başlayınca göğsünün hırıltısı işitilir, "su fokurdar" gibi sesler duyulurdu dışarıdan. E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com