"Bir velînin gönlüne gir!"

A -
A +

Allah adamlarından bir büyük evliya zat. Abdülhakim Arvasi "rahmetullahi aleyh"... Bir gün, bir genç gelir bu zata: - Bu yolda kemâle gelmek istiyorum. - Çok iyi, ama zor iş. - Riyazet yapsam? - Yine zor. - Peki, kolayı yok mu bunun? - Var tabii. - Nedir o? - Bir evliyânın kalbinde yer almak - Nasıl? - Bir velînin gönlüne girmek. Onun sevgisini kazanmak. - Öyle zatlar yoksa? - Kitapları var. Eskiden yaşamış evliya zatların kitabını oku. Öyle feyz alınır mı? - Öyle de feyz alınır mı? - Elbette. Kitap okumak, sohbet etmek gibidir. Bir velînin kitabı edeple okunursa, o velînin kalbinden, okuyanın kalbine feyiz akar. - Feyz ne demek? - Nur demektir. Yani o kalp nurlanır, temizlenir. - Kalbin temizlendiği nasıl anlaşılır? - Kalp temizlenince, haramlar çirkin gelir. İbadet yapmak zevkli ve kolay olur... *** Bir gün de bir genç gelir huzuruna, selam verir. - Buyur evladım. - Nasihat almaya geldim. Şefkatle bakar gence. Düşmanından sakın! - Düşmanından sakın evlat! - Düşmanım yok ki. Büyük Veli tebessüm eder: - Olmaz olur mu? - Yoktur hocam. - Evladım düşman dışarda değil ki. - Ya nerde? - İçinde. - Anlamadım. - En büyük düşman, insanın nefsidir. Yani kendisidir. Nefis Allaha da düşmandır. Bir tek arzusu vardır onun. - Nedir o? - Sahibini yakmak. Hem de ebediyyen. - Ondan nasıl korunurum? - Arzularını yapmamakla. - Yani? - İslamiyeti öğrenip ona göre yaşarsan, nefsinin zararından korunmuş olursun.