"Bugün niçin üzgünsün?"

A -
A +

"Garip Baba", duası makbul olan zatlardandır. Yüzyıllar evvel Keşan'da yaşamış. Bir gün sevdiklerinden biri geldi bu zata. Ancak üzüntülüydü. Mübarek bir bakışta anladı iç halini. - Bugün üzgün gibisin. - Evet hocam, çok fenayım. - Hayırdır, nedir seni böyle çok üzen? - Bu gece babamı gördüm rüyada. - Ee nasıl gördün? - Azab içindeydi hocam. N'olur, dua edin de kurtulsun bu azaptan. Buyurdu ki: - Allah kerimdir evladım. Dilediğini affeder. Adam sevinerek gitti eve. Ertesi gece yine gördü babasını. Ama neşeli ve yeşillikler içindeydi bu defa. Onu böyle görünce sordu hemen: - Babacığım, dün azaptaydın. Şimdiyse nimetler içindesin. Merak ettim, nasıl oldu bu iş? Babası sevinçle cevap verdi: - Garip Baba'nın duasıyla oğlum. Allah adamlarının dualarıyla nice insanlar affoluyor. Onları sevenlerin işi kolay burada. İhlas ne demektir? Garip Baba, "İhlas"tan bahsederdi sık sık. Bir gün sordular kendisine: - İhlas nedir hocam? Buyurdu ki. - Her işi yalnız Allah için yapmaktır. İhlassız amellerden kula fayda gelmez. Nice oruç tutanlar vardır ki, o oruçtan kârları açlık ve susuzluk, nice ibadet yapanlar da vardır ki, bundan kârları, sadece yorgunluktur. *** Bir ramazanda on ayrı kişi iftara çağırdılar Garip Baba'yı. Ancak birbirlerinden habersiz, aynı gün davet etmişlerdi. Mübarek kırmadı hiçbirini. Hepsine de "Peki" dedi ve icabet etti her birinin davetine. Ertesi gün, hayretten şoktaydı hepsi de. Niye şaşırmışlardı? Çünkü her biri aynı şeyi iddia ediyordu: - Dün iftarda Garip Baba bizdeydi. - Hayır, bizdeydi. - Nasıl olur, dün birlikte yaptık iftarı! Anlaşamayınca koştular hizmetçisine. - Söyle Allah aşkına. Dün akşam Garip Baba nerde iftar etti? - Kendi evinde. Birlikte iftar ettik. *** Bir gün sordular Garip Baba'ba: - İnsanların en akıllısı kimlerdir hocam? - Zahidlerdir. - Neden? - Çünkü onlar dünyaya kıymet vermez. Dünyaya düşkün olmamaları, akıllı olduklarını gösterir. Unutmayın, akıllı insan, önce ahiretini düşünür. Orası için hazırlık yapar durmadan.