Bursa kadısı idi

> Azîz Mahmûd Hüdâyî "rahmetullahi aleyh" -1- "Hazret-i Üftâde"yi tanıyan fakîr biri, Çok arzu ediyordu bir kez hacca gitmeyi. Çünkü o, bu tâati istiyordu ihlâsla. Lâkin gidemeyince üzülürdü pek fazla. Bir yıl da, yine böyle hacca gidemeyince, Üzülüp, hanımına şöyle dedi bir gece: (Bak hanım, gidemezsem gelecek sene dahî, O zaman sokma beni bu hâneden içeri.) Birkaç gün kalmıştı ki hac vaktine nihâyet, Yine gidemiyordu, üzüldü yine gâyet. Çâresiz gidip hemen "hazret-i Üftâde"ye, Yalvardı: (Bu hususta yol göster bana) diye. Buyurdu: (Mehmed Dede, görür senin işini.) O da gidip, o zâta döküverdi içini. Sonra, "Mehmed Dede"nin mânevî himmetiyle, Haccını edâ edip, evine döndü yine. Sevinç ve heyecanla dedi ki: (Bak ey hanım! Bu sene, haccı bana nasîb etti Allah'ım. Hanımı inanmayıp, kilit vurdu kapıya. Ertesi gün bu işi, arz eyledi kadıya. "Azîz Mahmûd Hüdâyî" kadıydı o devirde. Fakîri, mahkemeye çağırdı aynı günde. Geldiğinde sordu ki: (Nerdeydin beş gecedir? Bak zevcen, bunun için senden şikâyetçidir.) Dedi: (Kadı Efendi, hacca gittim ve geldim. Bu bâbta Mehmed Dede şâhidimdir efendim.) Kadı, "Mehmet Dede"yi çağırıp mahkemeye. Suâl etti: (Bu bâbta, bildiğin nedir?) diye. O dahî hâdiseyi ayniyle edince arz, Kadı, hayret içinde düşündü bunu biraz. Dedi ki: (Hacca gitmek, sürerken haftalarca, Beş gün içerisinde gidilir mi hiç hacca?) Mehmet Dede dedi ki: (Efendim, la'în şeytân, Bir anda, uzaklara gittiği mâlum şu an. Öyle "Velî zâtlar" da vardır ki bu dünyâda, Uzak mesâfelere gidebilir bir anda. Hem dahî o şeytân ki, Allah'ın düşmanıyken, Bir anda uzaklara gitmesi kâbil iken, Allahın dostu olan evliyâdan bir zâtın, Bu hârika işleri, neden mümkün olmasın?) > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com