"Abdülhakîm Arvâsî", Hak âşığı bir velî. Sohbeti, insanlara olurdu fâideli. Bir gün de buyurdu ki: (Allah adamlarının, Yalnız zâhirlerine bakmayın aman, sakın. Aldanır, büyüklerin dış hâline bakanlar. İstifâde yerine, görürler büyük zarar. Zîrâ cenâb-ı Allah, "İnsanlık sıfatları", Altında gizlemiştir dünyâda bu zâtları. Kureyş kâfirleri de, Allah'ın Resûlünün, Zâhirine bakarak, aldanmışlardı o gün. Derlerdi ki: (Bu nasıl peygamberdir, şaşılır. Bizim gibi yer içer, sokaklarda dolaşır.) Lâkin îmân edenler, Ona, "Peygamber" diye, Bakarak kavuştular rızâ-i ilâhî'ye.) Der idi ki: (Îmânın, sûret ve aslı vardır. Aslına kavuşanlar, güzîde insanlardır. Senelerdir îmânı, anlattım câmilerde. Anlıyan, üçü beşi geçmemiştir yine de.) Bu sözün hikmetini, Ondan suâl ettiler. (Îmânı tam anlamak, niçin zordur?) dediler. Buyurdu: ("Âmentü"yü ezberlemekle yalnız, Bu hakîkî îmanı elde etmek imkânsız. Asıl îmân şudur ki, Allah korkusu ile, Aslâ işlememektir bir küçük günâh bile. Meselâ "Kul hakkı"nı düşünse böyle insan, Ayağını uzatıp yatamaz hiçbir zaman.) Bir gün de buyurdu ki: (Ey gençler, aman sakın! Büyüklere sormadan bir işe kalkışmayın. Yanılır ekseriyâ, çünkü sizin aklınız. Sonu pişmânlık olur, sormadan yaparsanız. Hâlbuki akl-ı selîm sâhibidir velîler. Her kararda, "Doğru"yu isâbet ettirirler. Kendi aklını atıp, kim uysa bu zâtlara, Dünyâ ve âhirette, uğramaz bir zarara. Her kim de beğenirse yalnız kendi aklını, Kabûllenmiş demektir, o, kendi zararını. Hâlbuki bir Müslümân, bir iş yapmadan önce, Bir "Allah adamı"na danışırsa güzelce, Hayırsız olsa bile netîcesi o işin, "Hayr"a tebdîl olunur, Ona sorduğu için.) > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com