Amasyalı Pîr Mehmed Efendi’nin çok talebesi vardı ve geçimleri bu zâta âitti.
Bu yüzden çok borçlandı esnâfa.
Derken hastalandı.
Ölüm hastalığıydı bu!
Bunu haber alan koştu.
Onların niçin geldiklerini anlayıp;
"Yâ Rabbî! Borçlarımı ödemeden canımı alma!" diye duâ etti.
O anda kapısı çalındı.
Hemen koşup açtılar.
Tanımadıkları biri vardı eşikte:
“Buyurun, kimi aradınız?”
“Pîr Mehmed’in evi burası mı?”
“Evet burası.”
“Bu zâttan alacağı olanlar dışarı çıksın” dedi.
Sevinçle çıktılar.
O meçhul kişi, kuruşuna kadar ödedi hepsinin alacağını.
Pîr Mehmet Efendi sevindi.
“Elhamdülillah" dedi.
Ve rûhunu teslîm etti.
O meçhul kişi kayboldu ortadan.
Bir daha da gören olmadı...
● ● ●
Bu zât bir günkü sohbetinde;
“Namaz, mühim ibâdettir” dedi.
“Nasıl yâni?” dediler.
“Şöyle ki, bir ibâdeti terk etmek îmânı gidermez. Ama namaz için hüküm böyle değildir” dedi.
“Onun hükmü nedir?” dediler.
Cevâbında;
“Bile bile namaz kılmayan ve namaz vakti geçerken üzülmeyen kimsenin îmânı gider” buyurdu.