'Çete başını öldür!'

A -
A +

İznik'te, Çandarlı Halil Paşa Camii karşısında, "Çınardibi" denilen kutlu mekanda Allah dostlarından biri yatıyor. "Davud-i Kayserî" hazretleri... Bir gün, dergahına bir delikanlı gelip hürmetle selamladı bu velîyi. - Hocam, maddi sıkıntı içindeyim. Nasıl bir iş yapsam acaba? Mübarek az düşündükten sonra döndü gence: - Soygunculuk yap! Delikanlı fena halde şaşırmıştı. - Ne!.. Soygunculuk mu dediniz? - Evet evladım. Dağa çık, soygunculuk yap! Allah Allah! Bu nasıl cevaptı böyle? Delikanlı yine de önüne bakıp "Peki" diye mırıldandı. Çünkü onun, gönül ehli bir velî olduğunu iyi biliyordu. Büyükler boş konuşmaz Çıkıp giderken, "Hayırdır inşallah" dedi kendi kendine: "Mutlaka bir hikmeti var bunun. Zira büyükler boş konuşmazlar"... Dağa çıkıp bir harami çetesiyle karşılaştı az sonra. Ve doğruca reislerine gitti. - Arkadaş, beni de aranıza alır mısınız? Çete başı, şöyle bir süzdü genci: - Olur, ama bir şartla. - Tamam, nedir şartınız? - Ne dersek onu yapacaksın. İtiraz istemem. - Peki peki, ne derseniz yaparım. Biraz sonra bir kervanın oradan geçeceği haberi geldi. Haramiler hemen gizlendiler. Kervan iyice yaklaşınca, birden ortaya çıkıp, sardılar etrafını. Önce bütün malları toplayıp yığdılar bir yere. Sonra, insanları bağladılar tek tek. Sıra öldürmeğe gelmişti o zavallıları. Çete başı çağırdı bu genci. - Heey, gel buraya bakayım! - Buyur reis. 'Sır kalsın aramızda' Elindeki kılıcı uzatıp verdi emrini: - Haydi, sıradan öldür şunları! Delikanlı tereddüt etti bir an. Suçsuz bir adamı öldürmeğe gönlü razı olmadı bir türlü. Ama söz vermişti. Sıkıldı, bunaldı ve yalvardı içinden: - Yâ Rabbî! Yanlış iş yapmaktan koru beni! O anda büyük velîyi gördü önünde. Mübarek eğilip fısıldadı gencin kulağına: - Suçsuzu değil, çete başını öldür! Eh, işareti almıştı. Kılıcı hızla kaldırıp şiddetle çaldı çete reisinin başına. Adam kan revan içinde yere yıkılırken öbürleri toz oldular bir anda. Böylece kervan soyulmaktan, kervancılar ölümden kurtulmuştu. Canlarını ve mallarını kurtaran bu delikanlıya, keseler dolusu altın verip teşekkür ettiler. Genç bir anda zengin olmuştu. Sevinçle koştu dergaha. Büyük velî onu görünce gülümsedi. - Kimseye söyleme. Sır kalsın aramızda. Sonra mı? Bir daha ayrılmadı bu kapıdan. Manevi zenginliğe de kavuştu tez zamanda.