Dört deve yükü buğday

A -
A +

Bir gün Resulullah Efendimiz evinde oturuyordu ki, Hz. Osman'ın bir hizmetçisi geldi huzura. Hediye olarak dört deve yükü buğday getirmişti. Efendimiz sordular: - Nedir bunlar? - Efendimin hediyesidir yâ Resulallah. - Peki, selam söyle efendine. Resulullah, hizmetçinin yanında o buğdayın tamamını "Muhâcir"lere taksîm ettiler. Hizmetçi geri geldiğinde sordu Hz. Osman: - Resulullah ne yaptı buğdayları? - Tamamını muhacirlere dağıttı efendim. - Peki, dört deve yükü daha götür hemen! Hizmetçi "Başüstüne" dedi ve götürüp arzetti buğdayları. Resulullah teşekkür ettiler hizmetçiye. - Peki, efendine selam söyle. Resulullah, o buğdayları da "Ensâr"a dağıttı tamamen. Evine hiç ayırmadı Hizmetçi gelince Hz. Osman sordu yine: - Resulullah ne yaptı buğdayları? - Hepsini Ensar'a dağıttı efendim. - Pekâlâ, dört deve yükü daha götürüver! Hizmetçi "Başüstüne" deyip, emri yerine getirdi. Resulullah sordu: - Efendinin ne kadar buğdayı kaldı? - Hiç kalmadı yâ Resulallah. Allahın Sevgilisi o kadar duygulandılar ki, açtılar mübarek ellerini. - Yâ Rabbî! Kim bana bir iyilikte bulunduysa, az çok karşılığını verdim. Lâkin aciz kaldım Osmân'ın ihsânlarından. O anda Cibril-i emin gelip arzetti: - Yâ Resulallah! Cenab-ı Hak, "Biz Osman'dan razı olduk ve onu ahiret hesabından muaf kıldık" buyuruyor. Sana havale ettim Bir gün de yedi tabağı silme "Altın"la doldurup verdi yedi hizmetçisinin ellerine. - Bunları Resûlullaha götürünüz! Hizmetçiler "Başüstüne" diyerek götürüp arzettiler. Resulullah çok memnun oldu. - Peki, efendinize selam söyleyin! Ama ayrılıp gitmiyordu hizmetçiler. Efendimiz sordu: - Başka bir şey mi var? Arzettiler ki: - Yâ Resulallah! Efendimiz, bizleri de tabaklarla birlikte hediye etti size. O Server o kadar memnun oldular ki, açtılar ellerini. - Yâ ilâhî! Osman'ı sana havale ediyorum. Yine Cibril-i emin gelip arzeyledi ki: - Yâ Resulallah! Rabbimiz Osman'a selam ediyor. "Huld" ve "Naîm" cennetlerini ona ihsan ettiğini bildiriyor.