Dua almaya bakın

A -
A +

Büyük islam alimi. Abdülhakîm Arvâsî... Bir gün, sorarlar bu zata: -Muvaffak olmak için ne yapalım? Cevap verir: -İki şey. Günahtan kaçın. Çok dua alın. Ve ilave eder: -Bir kulu sevindirmek, yüz senelik teheccüd sevabı kazandırır. Sonra şunu anlatır: Vaktiyle bir ateşperest, oğlunu evlendirmek ister. Düğün günü gelir. Çok koyun ve inek kesilir. Ocaklar yanar, yemekler pişer. Et kokuları mahalleye yayılır. Ancak evin bitişiğinde, müslüman, dul bir kadın yaşamaktadır. Hem de dört yetimiyle. Üç gündür açtırlar Hepsi de günlerdir açtır. Kadıncağız gider, düğün evinin kapısını çalar. Açılınca, ateş ister. Halbuki ateş için gitmemiştir. Belki yemek verirler diye ümitlenmiştir. Fakat adam ateşperesttir. Müslümanları sevmez. Kadının niyetini anlasa da, birşey vermez. Kadın, az sonra bir daha gider. Ateş ister Yine eli boş döner. Üçüncüde yine öyle. Ama ne olur bilinmez bu defa kadına acır. Hallerini anlamaya çalışır. İner dehlize, kulak verir. Yetimciğin duası Yetimciğin sesini işitir. -Anneciğim, ne olur, bir daha gidiver. Belki bu sefer birşey verirler. Kadın ağlamaklıdır. -Üç defa gittim yavrum! Artık utanıyorum. Adam duyar bunu. Kalbi sızlar. Bir mükellef sofra hazırlatıp, gönderir evlerine. Dehlize iner yine. Konuşmaları dinler. Yetimlerin en küçüğü dua eder: -Yâ Rabbi! O nasıl bize ikram ettiyse, sen de ona ikram et. İmanla şereflendir. Ardından, -Âmiiiin sesleri yükselir. İşte o anda, ateşperestin kalbi değişir. Söyler şehadeti. İmanla şereflenir. Eee, ne demiş büyükler. -Sadaka, belayı önler. Ama, Dua, kaderi değiştirir...