Dua böyle alınır!..

A -
A +

Kutbüddîn-i İznîkî hazretlerinin buğday ticaretiyle uğraşan bir talebesi vardı. Bir gün çağırdı o genci. - Ahmet oğlum! - Buyurun hocam. - Bu sene bolca buğday al ve sakla ambarında. - Başüstüne hocam. Ama merak etmişti. Sordu hemen. - Hikmetini sorabilir miyim hocam? - Evladım, öyle zannediyorum ki, büyük bir kıtlık olacak seneye. O günlerde ucuza satar, insanların duasını alırsın. Olmaz mı? - İnşallah hocam. Çok iyi olur Hocasının elini öpüp ayrıldı. Buğday bol ve ucuzdu o sene. Bütün sermayesini buğdaya yatırıp, doldurdu ambarını. Gerçekten de büyük bir kıtlık oldu ertesi yıl. Halk, ekmek için buğday bulamaz oldu. Olanın da fiyatı el yakıyordu. Şimdi tam zamanı! Ambarını açıp, seslendi halka: - Gelin gelin! İstiyene, istediği kadar buğday! Hem de çok ucuza! Halk bayram etti sevinçten. O ise dönmüştü köşeyi. Paradan mı? Hayır. Dua almaktan. "Söz dinleyen kazanır" diye boşa dememiş büyükler. "Peki" diyen, hem dünyada kazanır, hem ahirette. *** Bir gün de bir talebesi çok üzüntülü bir halde geldi bu zatın yanına. - Hocam bana dua edin. - Hoyrola evladım, ne oldu? - Hiç huzurum yok hocam, çok sıkılıyorum. - Neden huzursuzsun? - Bilmiyorum. Sevgiyle baktı gence - Ben biliyorum onun sebebini. Genç beklemiyordu bu cevabı. - Biliyor musunuz? - Evet, bu huzursuzluğun sebebi günah işlemektir oğlum. - Günah işlemek mi? - Evet evladım. Günahlar kalbi sıkar, sıkıntı verir. Günah işlenince huzursuzluk başlar insanda. - Peki ne yapayım hocam? - Günahı bırakıp, ibadete sarılacaksın. Bilhassa beş vakit namazını aksatmadan kılacaksın. - O zaman huzurlu olur muyum? - Elbette. Allaha kulluk etmek kalbe ferahlık verir evladım. Huzursuzluktan eser bile kalmaz. Çok mutlu olursun. Delikanlı çok sevinmişti. - Peki hocam. İnşallah dediklerinizi yapacağım. Ve o genç tuttu bu sözünü. Mutlu ve huzurlu bir hayat sürdü ömür boyu.