"Şemseddîn-i İznîkî", hâl ehli velî bir zât. Bir gün, sevdiklerine şöyle etti nasîhat: (Sâdece "Dünyâ" için çalışırsa bir kimse, Verir Allah, dünyâlık murâdı her ne ise. Eğer "Âhiret" için çalışırsa bir insan, Allah, ikisini de o kula eder ihsân. Kim ki, ikisini de elde etmek isterse, Her ikisinden dahî, mahrum olur o kimse. "Dünyâ" ile "Âhiret", olamaz bir arada. Âhirete çalışan, kavuşur dünyâya da.) Bir gün de buyurdu ki: (Bir hususta eğer siz, "Üç" ayrı kişi ile istişâre etseniz, "Dünyâ adamı" ise eğer ki o kimseler, Üçü de, farklı farklı size cevap verirler. Çözüm getirmek için sonra bu meseleye, "Allah adamları"ndan sorsanız "Yüz" kimseye, Hepsinin de cevâbı "Aynı" olur muhakkak. Zîrâ her meselede, "bir tek"tir elbette hak. Hattâ evvelkilerin söyledikleri ile, Bu zâtların cevâbı, "Ters" düşer birbiriyle. Buna sebep şudur ki, dünyâ ehli kişiler, Dünyâ menfaatini en önce düşünürler. Çeşit çeşit olunca dünyâ menfaatleri, Elbette farklı farklı cevap verir her biri. Hâlbuki velîlerin ölçüsü bir tek olur. O da, "Hakk'ın rızâsı" ne ise, "Ölçü" odur. Onlar, âhiretini düşünür her kişinin. Hâlleri, başkasına benzemez bunun için. Her suâl karşısında, muhakkak bu velîler, "Âhiret ölçüsü"ne göre karar verirler. Başka insanlar ise, "Dünyâ"yı ölçü alır. İşlerinin esâsı, hep dünyâya dayanır. Hâlbuki bu ikisi, "Zıd"dır birbirlerine. Birine "Doğru" gelen, "Yanlış"tır diğerine. Ayrıca, bir incelik vardır ki yine bunda, Bir "Allah adamı"na bir şey sorulduğunda, O işin en hayırlı cevâbı neyse eğer, Onu, Allah, o zâtın kalbine ilhâm eder. Hattâ yanlış bir cevap verse de o velî zât, Yine "Hayr"a çevirir o işi cenâb-ı Hak. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com