Dünyaya geri gelseydim!..

A -
A +

Ebû Ali Dekkak, büyük velîlerdendir. Bir gün talebesiyle sohbet ederken sordu onlara: - Bilin bakalım, insana feyiz ne yolla gelir? - Evliyayı sevmekle. Tekrar sordu: - Peki, feyzin gelmesine mani olan nedir? -....... (Ses yok). O zaman kendisi cevap verdi: - İnsanın nefsidir. Ve ekledi: - Nefse tabi olana, büyüklerden feyiz gelmez. Gençler sordu: - Nefse tabi olmanın alameti nedir hocam? - Bir kimse, "Ben haklıyım" diyorsa, nefsine tabi demektir. - Başka? - "Filân kötü adamdır" diyen de, nefsinin pençesindedir. Niçin ağlıyorsunuz? Bu zât vefat edince, bir sevdiği rüyada gördü onu. Baktı ki çok üzüntülü. Yaklaşıp sordu: - Niçin ağlıyorsunuz? - Dünya hayatını gafletle geçirdiğime. - Dünyaya geri dönmek isteyen bir haliniz var sanki? - Evet. - Peki, dönerseniz ne yaparsınız? - Tek bir şey. - Nedir o? - Elime bastonumu alır, ayağıma demirden bir ayakkabı giyerim. - Evet, - Dünyayı kapı kapı dolaşır, tek bir cümle söylerim onlara. - Ne dersiniz? - "Ey insanlar!" derim. "Uyanın! Ölüm var, âhiret var! Her işinizden hesaba çekileceksiniz!" Zenginlik mühim değil Bir gün de, zengin biri geldi bu zatın yanına. Nasihat istedi. Mübareğin ilk cümlesi şu oldu: - Zenginlik mühim değil kardeşim. - Ne mühimdir peki? - Parayı nereden ve nasıl kazandın ve onu nerelere ve nasıl harcadın? Mühim olan budur. Çünkü bunu soracaklar ahirette. - Ve ekledi: - Helalden kazanmadıysan, "bin defa" da hacca gitsen, faydası yok. - ....... - Her gün "bin rekat" namaz kılsan, yine faydasız. Çünkü haram yiyenin ibadetine sevap verilmez. - Yani kabul olmaz mı hocam? - Kabul olur, ama sevap kazanamaz.