Eğer O olmasaydı...

A -
A +

Abdurrahman Arvâsî "rahmetullahi aleyh" anlatıyor: Hak teala Mûsâ Nebî'ye sordu: - Ya Musa, bana yakın olmak ister misin? Cevap verdi: - Çok isterim yâ Rabbî. Buyurdu ki: - Öyleyse Habîbim Muhammed'e çok salevat söyle. Mûsâ Nebi sordu: - Yâ Rabbî! Muhammed kim ola ki, sana bu kadar yakındır? Buyurdu ki: - Eğer o olmasaydı, kâinatta hiç birşeyi yaratmazdım. Musa Nebî merak etmişti: - Yâ Rabbî bir şeyi öğrenmek istiyorum. - Nedir yâ Musa? - Senin katında ben mi daha sevgiliyim, yoksa o mu? Buyurdu ki: - Sen benim Kelîmimsin, Muhammed Habîbimdir. Elbette Habîb, bana Kelîmden daha sevgilidir. Seni tanımıyorum Bir gün de şunu anlattı: Vaktiyle bir müslüman, rüyasında Resulullah Efendimizi gördü. Ancak Efendimiz, kendisine hiç iltifat etmediler. Hatta yüzlerini öbür tarafa çevirdiler. Adam üzüntüyle sordu: - Ya Resulallah, bana neden soğuksunuz? - Ben seni tanımıyorum. Başladı ağlamaya Başladı ağlamaya. - Ben senin ümmetinden bir zavallıyım. Ve ekledi: - Alimlerden işittim. "Ben ümmetimi, babanın oğlunu tanımasından daha iyi tanırım" buyurmuşsunuz. Buyurdular ki: - Evet, öyledir. Gözyaşları içinde sordu: - Öyleyse? - Ben ümmetimi, bana okudukları salevat kadar tanırım. Kan-ter içinde uyandı. Anlamıştı hatasını. O günden sonra her gün yüz salevat okumaya karar verdi. Ve ömür boyu tatbik etti bunu. Sonra mı? Bir gece, yine rüyasında gördü Efendimizi. Bu sefer iltifat ettiler. Buyurdular ki: - Seni şimdi tanıyorum. Ve ilave ettiler: - Ahirette şefaat edeceğim.