Koç Tâceddîn Baba, Söğüt toprağını nûrlandıran bir Allah dostudur.
Kabr-i şerîfi, Söğüt'tedir.
Bir talebesi vardı.
Bir gün çıktı evden.
Dergâha gidiyordu.
Yolda, kendi kendine;
"Ben, en iyisi evlenmeyeyim. Zira yalnız başıma daha çok ibâdet yapar, Allaha daha yakın olurum” diye düşündü.
Nihâyet vardı dergâha.
Ve oturdu bir kenarda.
O esnâda hocası talebelerini toplamış, sohbet ediyordu.
O girince sohbeti kesti.
Ve ona dönüp sordu ki:
“Evlenmek istemiyor musun?”
“Evet hocam” dedi.
“Neden evlâdım?”
“Evlenirsem kalbim dünyâya meyleder diye korkuyorum.”
O zaman buyurdu ki:
“Yanlış düşünüyorsun.”
“Öyle mi hocam?”
“Evet, evlenmek Peygamberimizin sünnetidir. Bekâr kalmak yoktur bizim dinimizde. Efendimiz, ümmetinin çokluğuyla iftihar edecektir mahşer günü, vazgeç bu fikirden” buyurdu.
Ve ardından;
“Hem evlenmek, dünyaya bağlanmak değildir ki. Asıl marifet, evlenip çoluk çocuk sahibi olup da, kalbini onlara bağlamamaktır” buyurdu.