"Ey kulum, beni andın mı?"

A -
A +
 
Sâbit bin Eslem Benânî hazretleri “rahmetullahi aleyh” anlatıyor:
Mümin, kıyâmet gününde, Allahü teâlânın huzûrunda durur. Allahü teâlâ ona;
"Ey kulum! Sen, dünyâda iken bana ibâdet eden kullarımla berâber ibâdet ediyor muydun?" diye sorar.
Kul cevâb verir:
"Evet yâ Rabbî".
Yine Allahü teâlâ;
"Ey kulum, dünyâda iken bana duâ edip yalvaran ve beni zikredip ananlarla berâber, sen de yalvarıp, beni andın mı?" diye sorar.
O mümin yine;
"Evet yâ Rabbî" der.
Bunun üzerine Hak teâlâ;
"İzzetim hakkı için, beni zikredip andığın her yerde ben de seni andım. Nerede duâ edip yalvardınsa, kabul ettim" buyurur.
Peygamberimiz aleyhisselâm da;
"Müminin hiçbir duâsı geri çevrilmez. Karşılığı, ya dünyada verilir, ya âhirete ertelenir veya günahlarına keffâret olur" buyuruyor.
● ● ●
Sâbit-i Benânî hazretleri anlatır:
Sâlih zâtlardan biri;
"Rabbimin beni andığı zamanı biliyorum" dedi.
Arkadaşları sordu:
"Nasıl biliyorsun?"  
"Çok kolay" dedi. "Zîra ben Allahü teâlâyı andığım zaman O da beni anıyor. Çünkü Allahü teâlâ; (Kulum beni anınca, ben de kulumu anarım) buyuruyor."
Bir gün de dostlarına;
"Ben duâ ettiğim zaman, Allahü teâlânın duâmı kabul ettiğini bilirim" dedi.
"Nasıl bilirsin?" dediler.
"Kolay" dedi. "Çünkü duâdan sonra kalbde incelik, vücutta rahatlık, gönülde açılma ve ferahlık olursa, o duâ kabul edildi demektir."