Günahtan kurtulmak için

A -
A +

Ahmet Mürşidî Efendi, Diyarbakır'da yaşıyan velîlerden... Bir gün, bir genç geldi yanına. - Hocam, bir türlü günahtan kurtulamıyorum. Ne yapayım? - Namaz kılıyor musun evladım? - Eh işte. - Olmaz. Beş vakit namazını tam kılacaksın. - O zaman kurtulur muyum günahtan? - Evet evladım. Beş vakit namazını güzelce kılarsan, günah işleyemezsin. Genç sevinmişti. - Sahi mi hocam? - Evet. Allahü teala öyle buyuruyor çünkü. - Nasıl? - Kusursuz kılınan bir namaz, insanı pis, çirkin işleri işlemekten korur - Tamam hocam. Artık namazlarımı tam kılacağım. Dosdoğru iman Bir gün de, evinden çıkmıştı ki, bir delikanlı yanaştı yanına. - Hocam, Cehenneme hiç girmemenin yolu var mı? - Var evladım. - O nedir hocam? - Dosdoğru iman etmek. - Nasıl yani? - Cehennem küfrün karşılığıdır evladım. İman ve itikadını ehl-i sünnete göre düzeltirsen, hiç Cehenneme girmezsin. - Ya işlediğim günahlar? - Onlar, dünya sıkıntıları, kabir ve kıyamette çekeceğin sıkıntılarla affedilir. Sen bir anne gördün mü ki, yavrusunu ateşe atsın? - Olmaz hocam. Bu mümkün değil. - Allahü tealanın kullarına merhameti, bir annenin yavrusuna olan merhametinden daha çoktur evladım. Halis müminleri ateşte yakmaz. Hidayet Allah'tandır Bir gün de, bir grup gayri müslimle karşılaşmıştı. Yanlarına gidip imana davet etti onları. Kabul etmediler. Bir daha teklif etti. Yine "Hayır" dediler. Çok üzüldü. Ellerini açıp yalvardı: - Yâ Rabbî bunlara hidayet ver de yanmasınlar Cehennemde. Sonra ne mi oldu? Gayri ihtiyari önünde diz çöküp haykırdılar şehadeti. Sonra kalkıp hayretle birbirlerine baktılar. Kendileri de şaşmıştı bu işe. Herbiri diğerine soruyordu: - Sahi biz nasıl iman ettik? Büyük velî gülümsedi onlara. - Hidayet Allah'tandır kardeşlerim. Biz sadece dua ettik. Elini öpüp talebesi olmakla şereflendiler.