İstanbul'da yaşayan, eski Kadıköy müftülerinden Ahmet Mekkî Efendi hazretleri, bir gün sevdiği bir gence; - Ey akıllı oğlum! Haramların süsüne, yaldızına sakın aldanma ve çabuk geçen, tükenen lezzetlerine kapılma! buyurdu. Bütün hareketlerinin, İslâmiyete uygun olmasına çok dikkat et! Onun ışıkları altında yaşamaya çalış! Delikanlı sordu: - En önce ne yapmalıyım efendim? - Her şeyden önce, "Ehl-i sünnet âlimleri"nin bildirdiği îman ve îtikadı iyi öğrenmeli ve îmanını buna göre düzeltmelisin oğlum. - Sonra efendim? - Sonra, fıkıh bilgisini öğrenip, farzları yapmaya sarılmalı, helâle, harama dikkat etmelisin. Farzların yanında, nâfile ibâdetlerin hiç kıymeti yoktur. - Hiç mi hocam? - Evet. Farz yanında nafile, deniz yanında damla bile değildir. Ama çoğu Müslümanlar, maalesef farzları bırakıp, nâfile ibâdetlere sarılıyor ki, hiç doğru değil. Ve misal verdi: - Meselâ kadın erkek karışık olarak mevlid okutmaya, şöhret için sadaka ve hayrât yapmaya önem verip, farzları, meselâ beş vakit namaz kılmayı, Ramazanda oruç tutmayı, zekât ve uşur vermeyi, borç ödemeyi, helâli, haramları öğrenmeyi hafîf ve önemsiz görüyorlar. Tövbeyi geciktirme! Bir gün de gencin biri; - Efendim, ben çok günahkâr biriyim. Bana ne tavsiye edersiniz? diye sordu. Cevabında; - Günah işleyince, hemen tövbe et, buyurdu. Tövbeyi geciktirme sakın! - Tövbe edince Allah affeder mi hocam? - Elbette. Allahü teâlâ, tövbe eden kulunu affedeceğini vadediyor. Hem sonra günahına tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir. Sana bu konuda bir tavsiyede bulunayım mı? - Sevinirim hocam. - Bir işi yapacağın zaman kalbine bak. Veya elini kalbinin üzerine koy. Eğer kalbin sıkılıyor ve çarpıntı oluyorsa, o işi yapma! Çünkü o iş günahtır. Delikanlı merak etti: - Hikmeti ne hocam? - Çünkü müminin kalbi günah olan işlerde sıkılır ve hızlı çarpar. Hayırlı işlerde ise sakin ve rahat olur. ------- E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com