Herkese iyilik edin!

A -
A +

Hasan Dede, Balıkesir'de yaşayan velîlerden. Bir gün buyurdu ki: - Ey insanlar! Allah'ın kullarına iyilik ediniz. Cenab-ı Hakkın size verdiği nimetlerden, siz de başkalarına ihsan ediniz. Hadis-i şerîfte buyuruldu: "Allahü teâlâ bazı kullarına, bazı nimetler verir. Bu kullar, bu nimetlerden başkalarını da faydalandırırlarsa, o nimetler gelmeye devam eder. Mahrum ederlerse, o nimetler onlardan alınıp, başkalarına verilir." *** Hasan Dede, dini suallere kitaba bakmadan cevap vermezdi. - Hikmeti nedir? diye sordular. Buyurdu ki: - Dinden söz söylemek mes'uliyetli bir iştir. İyi bilmediği bir hususta, aklına göre hüküm veren kimse, mutlaka cezasını çeker ahirette. Bilmiyorum demek! Şöyle devam etti: - Abdullah ibni Mes'ud hazretleri buyuruyor ki: -Sizden birine, bilmediği bir şey sorulduğunda, "Bilmiyorum" desin. Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır. Bir islâm âlimi; "Bilmiyorum demek, ilmin yarısıdır" Bir başka âlim de; "Bilmiyorum demek, âlimlerin zinetidir" buyuruyorlar. *** Hasan Dede'nin duası: - Yâ Rabbî! Bize, işlerimizi sırf senin rızan için yapmayı nasib eyle. Yâ Rabbî, sen ayıpları gizleyici, günahları bağışlayıcısın. Bu biçare kul, sayısız günahlarıyla kapına geldi. Bir tek sevabım var Bütün sevabım, senin var ve bir olduğuna, Muhammed aleyhisselamın da senin Resulün olduğuna kesin inanmaktan ibarettir. Beni, bu imanıma bağışla. *** Bir sohbetinde; - Ey insanlar, buyurdu. Dinimiz ilim dinidir. İslamiyetten bir mesele öğrenmek, bütün dünya kazançlarından daha hayırlıdır. Her Müslümana, İslâmiyeti öğrenmekten daha önemli bir şey yoktur ve olamaz. Şöyle devam etti: - İbadetler, doğru yapıldığı takdirde kabul olur. Bilmeden yapılanı cenab-ı Hak beğenmez. Beğenilmeyen şeye sevap verilir mi? Verilmez elbet. Şöyle bitirdi: - İslâmiyet "İlim, amel, ihlas"tan ibarettir. Bunlardan biri noksan olursa, müslümanlık da noksan olur.