Behaeddin-i Buhari hazretleri birkaç talebesiyle bir eve yemeğe gitmişlerdi. Büyük veli ve talebeleri kalkıp sofraya oturdular. Ancak biri oturmadı. Mübarek zat; - Sen niçin sofraya gelmiyorsun? diye sordu. O talebe; - Bugün oruca niyet ettim, dedi. - Farz orucu mu? - Hayır nafile oruç. - Öyleyse bozabilirsin evladım. Haydi gel, bizden ayrılma! Ancak talebenin gelmeye niyeti yoktu. Kalkmadı yerinden Hocası bir daha; - Gel, bizimle ye! buyurdu. Yine gitmedi. O zaman büyük veli diğerlerine dönüp; - Bu adamı terk edin! buyurdu. Bu, Allah'tan uzaktır. Eyvah!.. Bir Allah dostuna itiraz etmişti. Onun bu itirazı, felaketine sebep oldu. Nitekim sonraları tamamen bıraktı ibadeti. Kalmadı namaz niyaz. BİLMEDEN YAPILIRSA Bu zat, bir sohbetinde; - Ey insanlar, dinimiz ilim dinidir. İslâmiyetten bir mesele öğrenmek, bütün dünya kazançlarından daha hayırlıdır, buyurdu. Ve ekledi: - Her Müslümana, İslâmiyeti öğrenmekten daha önemli bir şey yoktur ve olamaz. Şöyle devam etti: - İbadetler, doğru yapıldığı takdirde kabul olur. Bilmeden yapılanı cenâb-ı Hak beğenmez. Beğenilmeyen şeye sevap verilir mi? Verilmez elbet. Şöyle bitirdi: - İslâmiyet "ilim", "amel" ve "ihlas"tan ibarettir. Bunlardan biri noksan olursa, Müslümanlık da noksan olur. www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com