Seyyid Fehîm hazretleri, bir sene Van'a gelmiş, oradan da Edremit denen bir nahiyeye gitmişti. Bağlık bahçelik, şirin bir yerdi burası. Abdest almak için yürüdü çeşmeye. O esnada bir genç geldi. Seyyid Fehîm, bir nazar etti ona. Gencin hâli değişti birden. Gayri ihtiyari âşık oldu. Kalbi, bu Velî'nin sevgisiyle doldu. Seyyid Fehîm hazretleri, sonra ayrıldı o yerden. O genç de ayrılıp eve gitti. Ama "Onun aşkı"yle yanıp tutuşarak. Meğer ermeni bir papazın oğluymuş bu genç. "Sizi görmek istiyor!" Aradan aylar geçti. "Seyyid Fehîm", Arvas'tan çıkıp, âni olarak geldi yine bu nahiyeye. Halbuki âdetleri böyle değildi. Yaza kadar çıkmazdı Arvas'tan. Doğruca çeşme başına gitti yine. Az sonra biri gelip; - Efendim, beni falan Ermeni genci gönderdi, diye arz etti. - Ne istiyor? - Sizi görmek istiyor efendim. "Çeşme başında bir zât olacak. Git, benim için ricâ et. Kabul ederse, al getir" dedi. İsterseniz, hemen gidebiliriz. Derhal kabul etti mübarek. Birlikte o gencin evine gittiler. "Ecelim çok yakın!" Ermeni genç bu velîyi görünce çok sevindi. - Efendim! Öyle zannediyorum ki ecelim çok yakın. Bana dîninizi telkîn edin lütfen. Zîra sizi çok seviyorum. Birkaç ay evvel çeşme başında gördüğümde çok sevmiş ve hakkınızda; "O hangi dindeyse, o din hak dindir" demiştim. Büyük velî sordu: - Benim burada olduğumu nereden bildin? - Gönlüme öyle geldi efendim. Şefkatle nazar etti gence. Sonra îmanı telkîn etti. Ve beklenen oldu. "Kelime-i şehâdet" yankılandı odada. Seyyid Fehîm, gencin babasına dönüp; - Oğlunuz, son nefesinde kâmil bir Müslüman oldu. O, şimdi sizin değil, bizimdir, buyurdu. Ve genci alıp, defnetti mezarına. "İslâm mezârlığı"na... > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com