"Kalk yâ Ebâ Ubeyde!"

A -
A +
Ebû Ubeyde "radıyallahü anh" bütün gazâlarda bulundu. Mekke'nin fethinde de vardı.
Resûlullahın yanındaydı.
Peygamberimizin huzuruna, Necran'dan bir Hıristiyân heyeti gelmişti.
Çok şeyler sordular.
Cevapları anladılar.
Ve Müslüman oldular.
Sonra da;
"Yâ Muhammed! Senden râzıyız. Eshâbından bir (emîn) kimseyi bizimle gönder. Vergilerimizi ona verelim!" dediler. Efendimiz;
"Pekâlâ" buyurdu.
Sahâbe merak ettiler.
Acabâ kimdi bu "emîn" kişi.
O anda Efendimiz;
"Kalk yâ Ebâ Ubeyde!" buyurdu.
Ve onlara dönüp;
"Ümmetimin emîni budur" dedi.
Ebû Ubeyde bu müjdeyi aldı.
Ve sevincinden ağladı...
● ● ●
Şam'da vebâ hastalığı vardı.
Ebû Ubeyde de buna yakalandı.
Ve öleceğini anladı.
Vasiyet yapmak istedi.
Ve “Beni doğrultun” dedi.
Derhâl doğrulttular.
Ve "Buyur" dediler.
Şu vasiyeti yaptı:
"Namâzınızı kılınız, orucunuzu tutunuz, zekâtınızı veriniz, haccınızı yapınız. İnsanların en akıllısı, Allahü teâlânın emirlerini yerine getirenlerdir” deyip, gözlerini yumdu.
Rabbine vâsıl oldu...