Kibirli hükümdar

A -
A +

Allah adamlarından büyük alim ve veli. Veliyyullah Dehlevî... Bu zat, bir günkü dersinde; -Kibir felakettir buyurur. Ve bir menkıbe anlatır. Menkıbe şöyle: Vaktiyle bir padişah vardır bir ülkede. Kibirli mi kibirli. Bu, bir gün azametle biner atına. Avanesini de alır yanına. İhtişamla giderken, karşısına biri çıkar. Eski elbiseli bir ihtiyar. Yaklaşır, sultana selam verir. O, gururundan almaz selâmını. Yürüyüp giderken, seslenir ihtiyar: -Dur! Seninle bir işim var! Durur ve ona doğru döner: -Ne var, ne istiyorsun? Seninle bir işim var! -Seninle bir işim var! Mağrur sultan, bakar ki kurtuluş yoktur. Mecburen sorar: -Benimle ne işin var? -Gizlidir, az eğil bana. Eğilince, fısıldar kulağına: -Ben Azrail'im! Sultan bunu duyunca, fena bozulur. Eli ayağı soğur. Dizinin bağı çözülür. Kekeliyerek rica eder: -Biraz mühlet ver. Gidip ailemle görüşeyim. -Olmaz! der melek, vermez izin. Ve alır rûhunu, beklemeksizin. * * * Melek, oradan ayrılır. Aynı kıyafetle salih bir müslümanın yanına varır. Selamün aleyküm -Selamün aleyküm! -Aleyküm selaaam! -Ey müslüman! Seninle bir işim var! -Hay haaay! Baş göz üstüne. Kim olduğunu sormaz bile. Melek tanıtır kendini: -Ben Azrailim! -Ooo hoş geldiniz, Ben de sizi bekliyordum. Ve rica eder: -Ne olur, çabuk olun. Bir an önce beni Rabbime kavuşturun. Melek sorar: -Ruhunu nasıl almamı istersin? -Namaza durayım. Secdeye gittiğimde ruhumu alın. Melek, -Peki der, bekler. O, secdeye inince, Ruhunu kabzeder.