Kıymetliyi kıymetliye harca!

A -
A +

Liman Baba "rahmetullahi aleyh", Anadolu'daki Hak dostlarından. Kabri Lüleburgaz'dadır. Bu zat, sevdikleriyle bir ağaç altında oturuyordu bir gün. Birisi sordu: - Efendim, evliyaullah, Allah'ın izniyle toprağı altın yaparlarmış. Acaba bugün de öyle veliler var mıdır? Mübarek cevap vermedi. Yerden bir avuç toprak alıp koydu o kişinin avcuna. Toprak "altın" oldu adamın avcunda. Sonra alıp yere attığında "toprak" oldu yine. Peşinden buyurdu ki: - Toprağı altın yapmak hiç de mühim değil. Sordular: - Nedir mühim olan? Buyurdu ki: - İslamiyyete uymaktır. İslama uyan, dünyada da rahat eder, ahirette de. Cennet müminler için Ve ekledi. - Bu dünyanın, cenab-ı Hak indinde sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kâfirlere ondan bir yudum su vermezdi. Kıymetsiz olduğu için, kafirlere de dünyalık veriyor bol bol. Sordular: - Ya âhirette? - Orada kâfirler, Cennetin kokusunu bile duyamayacaklar. - Neden? - Çünkü Cennet kıymetli. Hak teala Cenneti beğeniyor ve kıymet veriyor. Bunun için onu sadece dostlarına ihsan edecektir. - Kimdir Onun dostları? - Ona iman edenler. Nasihata ihtiyacım var Bir genç, edeple yaklaştı bu zata. - Nasihata ihtiyacım var hocam. Buyurdu ki: - Gençlik çağı kazanç zamanıdır. Bu vakti iyi değerlendir. - Nasıl değerlendireyim? Şefkatle baktı gence. - Çok kıymetli şeyi, çok kıymetli şeye harca. - Anlamadım. - İslamiyyeti öğrenmek ve öğretmekten daha kıymetli bir şey yoktur evladım. - Yani? - Dinini öğren. Öğrendiğinle amel et. Başkalarına da öğret. Bu üçünden kıymetli birşey yoktur. - Başka hocam? - Nerede ve ne şartlar altında olursan ol, namazını terketme. - Namaz bu kadar mühim mi? - Elbette. "Müslüman" demek, "namaz" demektir.