Küfür ve cehâlet

A -
A +

İnsanlarda kırk tane vardır ki "Kötü ahlâk", Bunlardan kimde varsa, kurtulmalı muhakkak. Bütün kötülüklerin en kötüsü "Küfür"dür. Allah ve Resûlüne inanmayın "Kâfir"dir. İster dinsiz, Nasrânî, ister olsun Yahûdî, Üç çeşit küfür vardır: Cehlî, hükmî cühûdî. Duyup işitmeyenin küfrü, (Küfr-i cehlî)dir. Bunlar, yanlış ve sapık bir îtikat ehlidir. (Küfr-i cühûdî) ise, bilerek Karun gibi, Küfür ehli olmaktır, Nemrut, Firavun gibi. Bunlar, Peygamberlere, hiç îman etmediler. (Bizim gibi birine inanmayız) dediler. Oysa ilâh dediler kendi gibilerine. Onlara tapındılar, gerçek ilâh yerine. Küfrün üçüncüsüne, (Küfr-i hükmî) denilir. Yâni îmanı bozan bir sözü söylemektir. Allahü teâlâya mekân isnat eylemek, Küfr olur, "Allah gökten bize bakıyor" demek. Nasıl ki, bir söz ile olunursa Müslüman, Küfre de düşebilir bir sözle yine insan. Kötü huy ve ahlâkın biri de "Cehâlet"tir. Bu illetin ilâcı, okuyup öğrenmektir, Bu da iki kısımdır, (Cehl-i basît)tir biri. Ve (Cehl-i mürekkeb)tir bunlardan bir diğeri. Birinciler, bilirler bilmediğini, hem de. Olmaz yanlış îtikat bu gibi câhillerde. Hayvan gibidirler ve bundan uzaklaşmazlar. Cehâleti bırakıp, ilme hiç yaklaşmazlar. Birinciden fenadır hem (Mürekkeb) olanı. İlâcı bilinmeyen bir hastalıktır yâni. Yunan filozofları ve bid'at fırkaları, Bu gruba girerler, kavîdir arkaları. Îsâ aleyhisselâm buyurdu ki meâlen: (Sağır ve dilsizleri tedâvi ettim de ben, Ve yine ölüleri dirilttim de ben hattâ, Bu Cehl-i mürekkeb'e bulamadım bir devâ. Bunlar, cehli, ilim ve kemâlât sanıyorlar. Yâni peşin hükümlü olup aldanıyorlar. Allahü teâlânın hidâyeti olmadan, Böyle bir hastalıktan kurtulamaz hiç insan.