Münakaşa zararlıdır

A -
A +

Hindistan evliyasından bir büyük veli. Abdülaziz Dehlevi... 1700'lü yıllarda, Hindistan'da yaşadı. Kabri, Delhi'dedir. Bir gün, sevdiklerine, -Münakaşa zararlıdır buyurdu. ve şunu anlattı: Vaktiyle bir genç medreseye gider. Gece demez, gündüz demez, çalışır, ama ilerliyemez. Hocası da bunun farkındadır. Bir gün yanına çağırır: -Evlat! Çok çalışıyorsun. Ama ilerliyemiyorsun değil mi? -Evet hocam. -Sebebini biliyor musun? -Hayır. Dinle öyleyse -Dinle öyleyse. Sen buraya gelirken, yolda biriyle münakaşa ettin. Kalbini incittin. Halbuki, kalp kırana feyiz gelmez. -Peki ne yapayım hocam? -Gidip af dileyeceksin. Affederse, ilerlersin. Genç, -Baş üstüne! Der. Ve gider. Bulur adamı, helallaşır. Birkaç günde, yüksek derecelere ulaşır. *** Bir gün de, Resulullah ile hazreti Ebu Bekir, birlikte iken yanlarına biri gelir. Ama hayâsızın tekidir. Resulullaha hakaret eder. Peygamberimiz sabreder. Hazreti Ebu Bekir de önce susar, ama, Sonra kızar, Cevap verir adama: Ey hayâsız! -Ey hayâsız! Utanmıyor musun? Allah'ın Resûlü'ne hakâret ediyorsun. İşte o zaman, Resûlullah ayrılır oradan. Sıddîk üzülür yaptığına. Koşar Resulün yanına. -Niçin ayrıldınız? -Ey kardeşim! O bize hakâret ederken, melekler bizimleydi. Ona, "Sen öylesin" derlerdi. Sen sinirlenip cevap verince, melekler gitti. Şeytan geldi yerine. Hazreti Sıddîk üzülür. Hem öyle üzülür ki bu yaptığına. O günden sonra, "Taş" koyardı ağzına. Niye? Lüzumsuz konuşmamak için.