Muvaffak olmak için

A -
A +

Büyük İslam âlimi ve şanı yüksek bir veli. Abdülhakîm Arvâsî... Derslerinde imanı anlatırmış ekseri. Sık sık şöyle dermiş: - Allah, bir kula iman vermişse, ona her şeyi vermiştir. Eğer iman vermemişse, hiçbir şey vermemiştir. Bir gün; - Ey cemaat! buyurmuş. Muvaffak olmanın sırrı, günah işlememektir. Çünkü günah işleyene Allah yardım etmez. Ve şu menkıbeyi anlatır: Bir gün hazreti Ömer, ordu tertîb eder. Cihada sevkeder. Ordu komutanı Sa'd bin Ebî Vakkâs'tır. Ancak düşman çok güçlüdür. Bunun için, kazanmak güçtür. Düşmandan korkma! Halîfe, bir mektup yazar, gönderir komutana: - Ya Sa'd! Düşmandan korkma. Allahtan kork. Askerin arasında günah işleyen varsa, at onu ondudan. Yoksa sana imdad-ı ilahi erişmez... *** Bir gün de, Bizzat hazret-i Ömer, bir kaleyi muhasara eder. Ama kale düşmez. Uğraşırlar, didinirler. Yine düşüremezler. Sonunda hazret-i Ömer gadaba gelir. Toplar askerini huzuruna. - Ey gaziler! Bu kale, çoktan düşmeliydi. Düşmediğine göre, aramızda muhakkak bir günah işleyen var. Herkimse, vazgeçsin o günahtan. Gaziler çok üzülür. Hatta ağlaşırlar. Suçlu benim! Herbiri kendinde arar bu hatayı. Nihayet erlerden biri öne çıkar. Halini halifeye açıklar: - Suçlu benim! Sorar halife: - Ne günah işledin? - Bu gece teheccüde kalkmıştım. Karanlıkta misvakımı bulamadım. Misvaksız aldığım abdestle namaz kıldım. Lütfen affedin. Hazret-i Ömer, - Peki evladım! Der. Tövbe et, bir daha terk etme bu sünneti. Mücahit er, - Baş üstüne! Der. Tövbe eder. Sonra mı? İlk hücumda kale düşer. Hem de hiç zorlanmadan...