Ömer bin Abdülazîz hazretleri vefât ettiğinde herkes çok üzüldü!
Gözyaşlarıyla ağladı her Müslüman!
Hattâ cenâzenin arkasında yürüyen bir “râhip” de üzüntüyle ağlıyordu!
Yanına yaklaştılar.
“Sen niçin ağlıyorsun?” dediler.
Râhip, onlara;
“Yeryüzünde bir tâne ‘güneş’ vardı, o da şimdi battı, ben nasıl ağlamayayım!” dedi.
● ● ●
Ömer bin Abdülazîz hazretleri bir gün bir âlime giderek;
“Bana nasîhat eder misin” diye istirham etti.
O da; “Peki” dedi.
Ve buyurdu ki:
“Yâ Ömer! Senden önceki hükümdârlar hep öldüler. Âdem Nebî'den beri bütün dedelerin de öldü, şimdi sıra sende. Çok yakında sen de öleceksin.”
Böyle dedi.
Ve ekledi:
“Orada cennet ve cehennemden başka gidecek yer yoktur. Öyleyse ona göre yaşa bu dünyâda!..”
● ● ●
Bir gün bazı gençler;
“Efendim, hakîkî bir Müslüman nasıl olur?” diye sordular bu zâta.
Büyük velî, onlara;
“Hakîkî Müslüman; her şeyden önce tam ve mükemmel bir insandır. Güler yüzlü, tatlı dilli, doğru sözlüdür. Kızmak nedir bilmez. Zîra Resûlullah Efendimiz; ‘Kendisine yumuşaklık verilen kimseye, dünyâ ve âhiret iyilikleri verilmiştir’ buyuruyor” diye cevap verdi.