"Ne için saldınız?"

A -
A +

Ömer bin Abdülazîz halife iken, bir sarhoş gördü. Tam ceza verecekti ki, adam hakaret etti kendisine. Bu defa vazgeçip salıverdi. Görenler hayret ettiler. - Ceza verecekken neden saldınız? - Bana hakaret etti. - İyi ya, suçu çoğaldı. Halife izah etti sebebini: - Ben ona din için ceza verecektim. - Evet, - Ama hakaret edince durum değişti. - Nasıl yani? - Öfkelendim. Eğer ceza verseydim, nefsim araya karışabilirdi. *** Mübareğin bir katırı vardı. Onu çalıştırarak geçimini sağlıyordu. İşçi, bir gün fazla para getirmişti. Sordu hemen: Para neden fazla? - Para neden fazla bugün? - Pazara erken gidip, geç geldim. Üzüldü Halife. - Hayvanı fazla yormuşsun. Telafi için üç gün dinlendir! *** Bir akşam misâfirleri vardı evinde. Bir ara lambanın ışığı azaldı. Misafirlerden biri kalkıp lambaya baktı ve arz etti: - Yağı bitmiş. İzin verin koyalım. - Hayır, ben hallederim. - Hizmetçiyi çağıralım. - O da yeni yattı. Bırakın uyusun. Sonra kalkıp kendisi yağ koydu lâmbaya. Oradakilerin şaşırdığını görünce, şöyle buyurdu: - Bu işi yapmadan da Ömer'dim. Yaptıktan sonra da Ömer'im. Bir şeyim eksilmedi. Ve ilave etti: - Allah katında kulların iyisi, tevazu gösterendir. Haddini bil Bir gün hanımına sordu: - Yanında bir dirhem kadar para var mı? - Senin gibi bir sultânda olmazsa, bende nasıl olsun? - Doğru söylüyorsun yâ Fâtıma. Ama şunu bil ki, böyle olması, Cehennemde, kızgın bir zinciri boğazımda taşımaktan iyidir. *** Bir gün de oğlunun, "bin dirhem" kıymetinde yüzük taşı aldığını duydu. Hemen bir mektup yazdı kendisine: - Oğlum! O taşı sat. Parasıyla "bin fakir"in karnını doyur. Ve ekledi: Sonra, "iki dirhem"e bir yüzük taşı al ve "Haddini bil" diye yazdır üzerine.