Neşeli köle!

A -
A +

Şakîk-i Belhî "rahmetullahi aleyh"... Büyük alim ve veli. Belh şehrinde yaşıyordu. Gençliğinde ticaret yapıyordu. Kıtlık oldu bir ara. Bu, büyük dert oldu insanlara. Suratlar asık, kimse gülmüyordu. Bir gün, bir köle gördü. Neşeli ve gülüyordu. Yaklaştı ona. - Selamün aleyküm! - Aleyküm selam! - Bakıyorum neşelisin. - Elhamdülillah! - Hayret! Bu kıtlıkta, herkesin suratı asık. Sen neşelisin. Nedir hikmeti? - Benim, zengin bir efendim var. Merhametli ve cömerttir. Niye dert edeyim ki? Tevekkül böyle olur Şakik bu cevabı aldı. Şöyle düşündü: - Aman ya Rabbi! O, bir kula güvenip böyle rahat ediyor. Benimse, o kadar tevekkülüm yoktur Rabbime. *** Önceleri, gençlerin reisiydi. Bir gün mecusilerin tapınağına girdi İçerde bir genç, ateşe tapınıyordu. Yaklaşıp sordu: - Buna niçin tapıyorsun? - ....... - Allaha iman et ki, kurtulasın. - ....... Genç kalktı. Cevap olarak ona bir tokat attı. Şakik çok üzüldü. Çıkıp gitti. Çok ağlayıp, tövbe etti. Aynı gün çıktı Belh'ten. İlim tahsiline başladı hemen. Kalbime işledi Yıllar sonra, büyük bir alim ve veli olup, döndü evine. O tapınağa geldi yine. İçerde yaşlı biri ateşe tapıyordu. Yaklaşıp ikaz etti onu: - Ona tapma! - Peki! - Müslüman ol! - Hayhay! Ve şehadet getirip müslüman oldu. Şakik sordu: - Yıllar önce bir genç vardı burada. O yaşıyor mu? - Evet. O benim. - Öyle miii? O zaman iman etmemiştin. Neden? - O zaman sözün tesir etmemişti. - Ya şimdi? - Sözlerin kalbime işledi...