Niçin yolunu değiştirdin?

A -
A +

İmâm-ı âzam hazretleri zengindi. Kumaş ticareti yapıyordu. Bir gün evden çıkmış, dükkânına gidiyordu ki, karşıdan birinin geldiğini gördü. Fakat o da ne? İmam'ı görünce yolunu değiştirdi adam. Bu hal, garip geldi İmam'a. Çağırıp sordu: - Niçin yolunu değiştirdin? - Şeyy... Size karşı mahcubum da. - Neden? - Onbin akçe borcumu bir türlü ödiyemedim. Elini adamın omuzuna koydu. - Borcun yok. - Nasıl? Anlamadım. - Borcunu sildim kardeşim. Müsterih ol. Ve ayrılıp, dükkânına geldi. Eyvaah! Unuttum. O gün, tembih etti ortağına: - Son parti mal içinde kusurlu bir elbise var. Onu satacağın zaman kusurunu söylemeyi unutma sakın. - Olur, unutmam. Akşam, sordu İmam: - O elbiseyi sattın mı? - Evet. - Kusurunu söyledin mi? - Eyvaaah! Unuttum. Çok üzüldü. Sordu hemen: - Bu partiden ne kadar kâr kaldı? - Doksanbin akçe. - Tamamını fakirlere dağıt. Haram girmesin kazancımıza. *** Bir gün de, yaşlı ve fakir bir kadın geldi dükkânına. Bir elbise beğendi. - Şunun fiyatı ne kadar? - Mühim değil. Al götür. Alay mı ediyorsun? - Benimle alay mı ediyorsun? - Hayır hacı anne. Hediyem olsun. Bana dua edersin. Ve elbiseyi sarıp, verdi ona. Kadıncağız, dükkândan çıkarken İmam'a dua ediyordu. *** Bir gün de, tüccar mal getirmişti. Kıymetli mallardı. Ancak fiyatı düşük geldi İmam'a. - Bunu bu fiyata alamam. - Neden? - Fiyat çok ucuz. - Olsun. Ben razıyım. - Hayır. Ya fiyatı yükselt, ya da geri götür malını. Tüccar, böyle bir şeyle ilk defa karşılaşıyordu. Geri götürmektense, fiyatı yükseltmeye mecbur kaldı.