Hazret-i Âmine anlatır:
Sevgili Peygambere hâmile olduğum günlerde bir ses duydum.
Bana hitâben;
“Ey Âmine! Sen son Peygambere hâmilesin” diyordu.
Bana şerbet sundular.
Baldan tatlı ve serindi.
Hanımlar bana hizmet ediyordu.
O hanımlardan biri;
“Ben, Firavun'un hanımı Âsiye'yim” dedi.
Bir diğeri de dedi ki:
“Ben Meryem binti İmrân'ım, bunlar da Cennet hûrileri...”
Korkumdan terledim!
Terim (misk) gibi kokardı.
O ara bir ses işittim. “Onu, batıdan doğuya kadar her yerde gezdirin. Tâ ki cümle âlem, onu tanısınlar” diyordu.
Hazret-i Safiyye der ki:
O, doğar doğmaz secde etti.
Secdede bir şeyler söylüyordu.
“Ümmetî.. Ümmetî..” diyordu.
Sonra başını kaldırıp dedi ki:
“Lâ ilâhe illallah innî Resûlullah...”
Onu yıkamak istedim.
Gâipten bir ses duydum.
“Biz onu, yıkanmış olarak gönderdik” diyordu.
Abdülmuttâlip der ki:
“O gece Kâbe, makâm-ı İbrâhime doğru secde etti."
Yine bir ses işittim.
Kâbe'den geliyordu ve;
“Allahü ekber! Muhammed beni putlardan temizler” diyordu.