Öldüresiye dövdüler!

A -
A +

Kureyş müşrikleri, Efendimizi ortalarına alıp tartaklıyorlardı ki, Hz. Ebu Bekir yetişip; - Durun! Ne yapıyorsunuz? Size âlemlerin Rabbinden ayet getiren birini mi öldüreceksiniz? diye bağırdı. Müşrikler Efendimizi bırakıp ona çullandılar bu defa. Öldüresiye dövüp kanlar içinde bıraktılar. Acıdan bayılmıştı. Akrabaları yetişip ölümden kurtardılar ve bir çarşafın içinde evine götürdüler. Girdiği komadan akşama doğru çıkabildi ancak. Gözünü açtığında, henüz iman etmemiş olan annesini gördü yanıbaşında. Kadıncağız şefkatle sordu: - Canın ne ister evladım? Karnın aç mı? Hz. Ebu Bekir zor duyulan bir sesle mırıldandı: - Resulullah nicedir, ne yapar? - Bilmiyorum oğlum. Arkadaşın hakkında hiç bilgim yok. Ümmü Cemil'e git! - Hemen Ümmü Cemil'e git anne! O bilir. Efendimizin sıhhat haberini bekliyorum. Annesi Selma, koştu Ümmü Cemil'e. Bu hanım, hazret-i Ömer'in kız kardeşiydi ve iman etmişti. Birlikte Hz. Ebu Bekir'in yanına geldiler. Mübarek sahabi onu görünce sordu yine: - Resulullah nicedir? Ümmü Cemil verdi müjdeyi: - Çok şükür O hayatta. Sıhhati de yerinde. Hazret-i Ebu Bekir sevinçle sordu: - Şimdi nerede? - Şu an Erkam'ın hanesindedir. - Vallahi Resulullah'ı görmedikçe, ne yer, ne de içerim. Annesi teselli etti... - Tamam evladım, sokaklardan el ayak çekilsin. Herkes uykudayken gideriz. Ve öyle yaptılar. Gecenin yarısında Hz. Ebu Bekir güçlükle doğruldu yataktan. Annesinin ve Ümmü Cemil'in desteği ile kalkıp yola düştüler. Bu iki desteğe rağmen ayaklarını sürüyerek güçlükle ilerliyordu. Allahın Sevgilisi orada bir avuç müminle sohbet ediyordu ki, birden çok sevdiği dâvâ arkadaşını gördü karşısında. İki kadim dost sevgiyle kucaklaştılar. Sonra hazret-i Ebu Bekir, yalvaran gözlerle baktı Efendimize. - Yâ Resulallah! Bu yanımda gördüğünüz, annem Selma'dır. Müslüman olmasını çok arzu ediyorum. Efendimiz dua buyurdular: - Yâ Rabbî, iman nasib eyle bu hatuna. Anında görüldü eseri. Kalbi yumuşadı Selma'nın. Ve oracıkta iman edip ilk müslümanlardan olma şerefine kavuştu.