Resulullahın duası...

A -
A +

Peygamber-i zîşânın her duâsı kabul olurdu. Misal mi? Binlerce... Biri şöyle: Abdullah bin Abbas'a dua etmişlerdi: - Yâ Rabbî, Abdullah'ı dinde alim yap, Kur'ân-ı kerimin sırrına vâkıf eyle. Hazret-i Abdullah, bu dua bereketiyle din ilimlerinde mütehassıs oldu. Hele tefsir ve hadiste bir tekiydi zamanının. Sahâbe ve tâbiînin bir müşkili olsa, ona müracaat ederlerdi önce. *** Yine Sa'd bin ebî Vakkâs "radıyallahü anh" keskin nişancıydı. Oku şaşmazdı asla. Neden mi? Çünkü dua almıştı Resulün duasını almıştı çünkü. - "Yâ Rabbî, Sa'dın okunu hedefinden saptırma!" buyurmuşlardı. Eee, O dua eder de, kabul olmaz mı? Mübarek sahâbî, attığını vuruyordu artık. Uhud'da, her okunu çekişte dua ediyordu: - Bu, senin okun yâ Rabbî, senin düşmanlarına atıyorum. Sen isabet ettir! O gün, her fırlattığı ok isabet etmiş, bir kâfiri Cehenneme göndermişti. Hikmeti malum, Resulün duası... Yine Uhud'da, kâfirler birleşip, o Servere hücum ettiler. Efendimiz, hazret-i Sa'dı görüp, seslendiler: - Yâ Sa'd! Ok atıp püskürt şunları! O an, bir tek ok vardı sadağında. Bu emirle fırlattı onu. Netice mi? Tam isabet. Gırtlağından vurmuştu Kâfiri gırtlağından vurmuştu. Elini, sadağına götürdü. Yok iken, bir ok daha geldi eline. Oku çekip, dikkatle baktı. Evet, az önce fırlattığı oktu bu. Attığı ok geri gelmişti. Yayını gerip, fırlattı aynı oku. Ne mi oldu? Bir müşrik daha temizlendi. Elini götürdü sadağına. Bir ok daha geldi eline. Baktı, aynı ok... Hiç şaşırmadı. Yayını gerip fırlattı. Bir kâfir daha yere serilirken, aynı ok, yine gelip girmişti sadağına. Sa'd bin ebî Vakkâs, o bir tek okla, yüzlerce kâfir öldürmüştü o gün. Çünkü duasını almıştı o Resûlün: - Yâ Rabbî! Sa'dın okunu hedefinden saptırma! buyurmuşlardı. İşte bu duadır ki, her attığını vurmuş, her oku hedefini bulmuştu.