Riyâ ve tûl-i emel

A -
A +

Kötü huylardan biri, gösteriştir, "Riyâ"dır. Bu hastalık, mâlesef çok müslümanda vardır. Başkası görsün diye yaparak ibâdeti, Beklemektir bundan da bir dünya menfaati. Kısacası dînini âlet edip dünyaya, Kavuşmaktır üç kuruş menfaate ve mala. Sözü ve ibâdeti riyâ olanda, eğer, Din bilgisi de varsa, buna (Münâfık) derler. Câhil ahkâm keserse, eğer dinden îmandan, (Din yobazı) denir ki, uzak durmalı ondan. Ve bir de (Fen yobazı), yâni zındıklar vardır. Bunlar, ilim ve fenden anlamaz adamlardır. (Ulemâ-i sû) denen din adamları da var. Makam, mevkî, mal için hep ilmi kullanırlar. Riyâ'nın zıddı ise "İhlâs" olup, her işin, Yapılmış olmasıdır sadece Allan için. Dünya menfaatini düşünmez muhlis olan. Aklından bile geçmez riyâ, gösteriş falan. Ancak ibâdetleri öğretmek niyetiyle, Göstermek, riyâ olmaz, hattâ sevaptır bile. Kötü huy ve ahlâkın biri "Tûl-i emel"dir. Yâni öleceğini akla getirmemektir. Zevk sefâ sürmek için, eğlenmek için ya da, Çok uzun yaşamayı istemektir dünyada. İbâdet yapmak için istenirse eğer ki, O "Tûl-i emel" olmaz, niyet önemli çünki. Bu hastalığa düşen, ibâdetten zevk almaz. Tövbeyi de terk eder ve merhameti kalmaz. Kalbi olur kaskatı, hatırlamaz ölümü. Vaaz ve nasîhatten ibret almaz bir türlü. Hadîs-i şerîflerde buyurdu Efendimiz: (Lezzetlere son veren şeyi çok yâdediniz.) Yine; (Kim hatırlarsa gece gündüz ölümü, Şehitlerin yanında olur o mahşer günü.) Hastalığın sebebi, kapılmaktır dünyaya, Ve ölümü unutup, dalmaktır zevk sefâya. Bundan kurtulmak için, demeli ki: "Bu beden, Sıhhat ve gençliğimiz gidecek bir gün elden. Çok yaşamak, kişinin olmamalı emeli. Sıhhatli ve huzurlu bir ömür istemeli..." > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com