Bosnalı Abdullah Efendi, Osmanlı dönemi evliyasının büyüklerindendir. 1644'te Konya'da vefat etti. Bir gün cemaate buyurdu ki: - Kardeşlerim, sabah akşam tövbe edin. İbadet etseniz de yine tövbe edin arkasından. Biri sordu: - Hocam, ölüm zamanında, Azrail aleyhisselam göründükten sonra bile tövbe kabul oluyormuş, öyle mi? Buyurdu ki: - Evet, bu, Allahü tealanın bu ümmete mahsus bir ihsanıdır. - Öyleyse her gün yerine, öleceğimiz zaman toptan tövbe etsek olmaz mı? Mübarek sordu ona: - Senin mesleğin ne? - Terzilik. "Nasıl yapacaksın?" - Ne zamandan beri bu işi yapıyorsun? - Yirmi senedir. - Terzilikte en kolay şey nedir? - Kumaş kesmek. - Peki, ölüm anında, son nefeslerini verirken de kumaş kesebilir misin? - Hayır, bu imkânsız. O zaman buyurdu ki: - Peki, yirmi yıldır devamlı yaptığın bir şeyi ölüm anında yapamazsan, hiç yapmadığın bir şeyi nasıl yapacaksın? Adam mahcup olmuştu. - Haklısınız hocam. Neden bereket yok? Bir gün de sordular. - Hocam, elimize çok para geçtiği halde yine maddi sıkıntı çekiyoruz. Sebebi nedir acaba? Buyurdu ki: - Bereket yok da ondan. - Neden bereket yok? - Çünkü namazlar vaktinde kılınmıyor ve Allahü tealanın emir ve yasaklarına riayet edilmiyor. Bunları yapmayanlara Allahü teala dört musibet verir. - Nedir onlar hocam? Buyurdu ki: - Rızıklar daralır, hastalıklar artar, emniyet olmaz ve merhamet kalkar. Sordular yine: - Peki İslamiyete uyulursa? Buyurdu ki: - O zaman bu sıkıntıların hiçbiri olmaz.