Sevinçli bekleyiş!

A -
A +

Rebiül evvel'in onikinci Pazartesi gecesiydi. Yer yüzü ve yedi kat gökler, büyük sevinç içinde bir şeyi bekliyordu. Efendimizin teşrifini. Sabaha karşı bekenen "Nur" doğdu. Hz. Amine diyor ki: - O Server'e hamile olduğum günlerde hiç acı ve elem görmedim. Altı aydan sonra bir ses işittim: - Ey Amine! Kime hamile olduğunu biliyor musun? - Bilmiyorum. - Peygamberlerin sonuncusuna hamilesin. Aynı sesi yine duydum. - Çocuğun ismini "Muhammed" koy! Çok susamıştım. Bir kâse şerbet verdiler. İçtim. Baldan tatlı ve serin idi. Pek çok hanım bana hizmet ediyor, ama onları tanımıyordum. Ben Asiye'yim Biri tanıttı kendisini: - Ben, Firavun'un karısı Asiye'yim. Sonra diğeri: - Ben, Meryem binti İmran'ım. Bunlar da Cennet hurileri. Ve bir nida duydum: - Onu, insanların gözünden örtün! Korkudan terlemiştim. Terimden misk kokusu yayılıyordu. O Server doğar doğmaz, mübarek başını secdeye koyup, şehadet parmağını kaldırdı. Bir ses işittim: - Onu, mağripten meşrika kadar her yerde gezdirin. Tâ ki, cümle âlem Onu ismiyle ve cismiyle tanısınlar! Şifa Hatun diyor ki: - Doğum anında Amine'nin yanındaydım. O Server doğar doğmaz dua ve niyaz ettiğini işittim. Secdeye kapandı... Hz. Safiyye diyor ki: - Doğar doğmaz secde etti. Sonra mübarek başını kaldırıp açık bir dil ile, "La ilahe illallah. İnnî resulullah" dedi. Onu yıkamak istedim. - "Biz Onu yıkanmış olarak gönderdik" dediler. Secdede, hafif sesle bir şeyler söylüyordu. Kulak verdim, - "Ümmetî ümmetî" diyordu. Abdülmuttalip diyor ki: - Doğum anında Kâbe yanındaydım. Kâbe'nin, makam-ı İbrahim'e doğru secde ettiğini gördüm. Ve bir ses işittim Kâbe'den. - "Allahü ekber. Muhammed beni putlardan temizler" diyordu. Ve bir gürültü duydum. Baktım, "Hübel" putu yerde yatıyordu.