Sevmek ve inanmak

A -
A +

"Abdülfettâh-ı Akrî", çok büyük evliyâ zât. Talebeye ders verir, ederdi çok nasîhat. Bir gün de buyurdu ki: (Yaptığımız işleri, Yazıyor birer birer hafaza melekleri. Ve lâkin günâhına kim yaparsa istiğfâr, O günâhı silinip, "Boş" kalır o sayfalar. Mahşer günü, eline geldiğinde "Defter"i, Görür ve merak eder o boş sahîfeleri. Ve bunu, meleklere suâl eder hemence. Der ki: (Bu boş yerlerde, ne vardı daha önce?) Derler ki: (Günâhların yazılıydı ve lâkin, Sen istiğfâr edince, onları sildi Rabbin.) Buyurdu: ("Îmân" ile, insanlar insan olur. Îmânı olmayanın, hayvandan farkı yoktur. Mü'min de, "Takvâ" ile bulur değer ve kıymet. Çünkü Allah, takvâ'ya veriyor ehemmiyet. Îmânı muhâfaza edebilmek için de, Kişi, İslâmiyete uymalı her işinde. Zîrâ tek gâye için yaratıldı "İns" ve "Cin". O da, yalnız Allah'a ibâdet etmek için. İbâdetsiz bir îmân, fenersiz mum gibidir. Zamanla zayıflar ve mâzallah sönebilir.) Bir gün de buyurdu ki: (Felâha ermek için, Sevip inanmalıdır, esâsı budur işin. Bir genci düşünün ki, "bir kız"a olmuş âşık. Ona her gittiğinde, giyinir düzgün ve şık. Ve düzeltir aynada kılık kıyâfetini. Ki, o kız, o hâliyle beğensin kendisini. Yâni bütün gâyesi şudur ki o kimsenin, Kız, sakın kendisini bırakıp terk etmesin. Bu kadar çok korkar da, o kızı incitmekten, Niçin korkmaz acabâ, Rabbi gücendirmekten? Böyle gaflet içinde geçer ise bu ömür, Bulunur mu mahşerde bir bahâne ve özür? Velhâsıl Allah'ını severse bir Müslümân, Rızâsını almaya, gayret eder her zaman. Herhangi bir ameli yapacak olsa eğer, Hemence düşünür ki: "Acabâ Rabbim ne der?" Ve Rabbinin rızâsı yoksa eğer o işte, Vazgeçer, yapmaz onu, "Tam îmân" budur işte.) ---------- E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com