Eşrefzade Rûmî "kuddise sirruh" hazretleri, İznik toprağını nurlandıran bir Allah dostu. Kabr-i şerifi, kendi adıyla anılan caminin avlusundadır. Bu mübarek zat, bir gece dergahta ibadet ediyordu ki, önce bir ışık peydah oldu. Ardından bir ses. Ona hitab ediyordu doğrudan: - Ey Eşrefoğlu! Dile benden ne dilersen. Bütün haramları helal kıldım sana! Büyük velî, bu seslenenin şeytan olduğunu anladı hemen. Yakalayıp avcunun içinde sıkmaya başladı. Şeytan feryad ediyordu: - Yâ Şeyh ne yapıyorsun? Öldüreceksin beni! O sıkmaya devam ediyordu ki, yalvardı bu defa: - Ne olursun bırak beni! Allah, kıyamete kadar mühlet verdi bana. Eşrefoğlu hiddetliydi. - Ey mel'un! Bir şartla bırakırım seni. - Peki peki, her şarta razıyım. "Defol git bre mel'un!" - Beni sevenlerin imanına zarar vermeyeceksin, tamam mı? - Tamam. - Söz mü? - Söz. Eşrefzade inanmadı tabii. Elinden bırakırken söylendi: - Defol git bre mel'un! Sen, Allah ile olan ahdinde durmadın, bana verdiğin sözü mü tutacaksın! Talebeleri sordular: - Efendim, onun şeytan olduğunu nasıl anladınız? - Bir sözünden anladım çocuklar. - O hangi söz hocam? - "Sana, bütün haramları helal kıldım" dedi. Bu mümkün mü? Haramlar, Peygamber Efendimize bile helal kılınmamıştır. Bize mi helal edilecek? Meleklerle konuşması Bir gün de şunu anlattı talebesine: Evliyadan biri vefat etmiş çocuklar. Melekler sual için kabre geldiğinde, şu konuşmalar geçmiş aralarında. Mübarek sormuş: - Siz şimdi beni sorguya mı çekeceksiniz? - Evet. - Ama Peygamber Efendimizin bir hadis-i şerifi var. - Nedir o? - "Saçını, sakalını İslamda ağartan bir kimseye sual sormaktan, Allahü teala hayâ eder" buyuruyor. Buna ne dersiniz? Melekler tasdik etmişler. - Evet doğru. - Pekii, böyleyken siz beni nasıl suale çekersiniz şimdi? Melekler, "Tamam tamam, gidiyoruz" deyip geri gitmişler.