Tam îman etmek için...

A -
A +

İstanbul'da vefat eden Hak dostlarından Ahmet Mekkî Efendi hazretlerine, bir gün bâzı tanıdıkları; - Îman nedir? diye sordular. Cevabında; - Îman, Muhammed aleyhisselâmın, Peygamber olarak bildirdiği şeyleri, akla, tecrübeye ve felsefeye danışmaksızın tasdik etmek, inanmaktır, buyurdu. Sordular: - Akla uygun olduğu için tasdik ederse efendim? - O zaman aklı tasdik etmiş olur, Resûlü tasdik etmiş olmaz. Veyahut Resûlü ve aklı birlikte tasdik etmiş olur ki, o zaman Peygambere itimat tam olmaz. İtimat tam olmayınca, îman olmaz. Sordular yine: - Tecrübeye uygunsa inanır, değilse inanmazsa hocam? - O zaman da tecrübesine inanmış olup, Resûle inanmamış olur ki, bu da olmaz. - Felsefe ile ölçmeye kalkarsa? - Bu sefer de filozofa inanmış olup, Peygambere inanmış olmaz. - Îman nasıl olmalı öyleyse? - Îman, Resûl-i Ekrem Efendimizin, Allahü teâlâ tarafından, Peygamber olarak getirdiği emirlerin hepsine, kayıtsız ve şartsız îman ve îtikat etmek, inanmak ve beğenmektir. - Peki hocam, bunlardan sadece birine inanmaz veya şüphe ederse? - Bu da açıkça küfürdür. - Küfür mü dediniz? - Evet. Çünkü bu, Resûle inanmamak veya itimat etmemek, Ona yalancı demek olur. Yalancılık ise kusurdur ve kusuru olan kimse, Peygamber olamaz. Namazın önemi Bir gün de bazı gençler bu zata gelerek; - Efendim, bize "Namaz"ın önemini anlatır mısınız, diye rica ettiler. - Namaz kılmak, dînimizin en mühim emridir, buyurdu. Namazsız Müslümanlık olmaz. Ve ekledi: - Âdem aleyhisselâmdan beri her dinde bir vakit namaz kılmak vardı zaten. Hepsinin kıldığı bir araya toplanarak bize farz edildi. Sordular: - Namaz kılmak, îmanın şartı mıdır? - Hayır. Namaz kılmak îmanın şartı değilse de, namazın farz olduğuna inanmak, îmanın şartıdır. > E-mail: abdullatif.uyan@tg.com.tr Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com